31 Mayıs 2009 Pazar

you touch my talala

my ding ding dong.
bir şeyler yazasım var.
bir kaç gündür izmitteyim.
sekaparka gidene kadar izmitin hiçbiryerini özlemedim diyordum ama,yok yok,
o denizin kenarına yapılan kafe baya güzel.
yürüyüş yolunun da caddeye özenmesi prayslıs.
daha da önemlisi bildiğin boğaz köprüsü kurmuşlar halkevine.
küçük izmitin istanbul olma çabaları bitmeyecek.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

asitbaz

bu yazıyı bazlama tostumun son parçasını çiğnerken yazıyorum.
ve yuttum.
bazlama tostu özlerim ben.
finallerim bitti yaklaşık yarım saat önce girdiğim sonuncusuyla.
yarın denizi görücüyüm.gerçek deniz,hani su olan.

çihaz

bugün speaking hocam benimle anket tarzı bbir görüşme yapmak istedi.
böyle bir oda var giriyorsun.o masanın karşısında falan.
soru sorup duruyo yarım saat,bende eğlenirim diye tamam dedim.
ama masada dikkatimi çeken bir cihaz vardı.
ses kayıt cihazı.(içimden çok çihaz demek geliyor,çiket gibi.)
ses kayıt cihazları ruh halimi etkiliyor baya.
nitekim(evet nitekim) o laubali(evet laubali),sulu tavırlarım bir anda yok oldu ve iş görüşmesinde mülakata alınmış birisine dönüştüm.
ideallerimden falan bahsettim düşün,zeki müren türkçesiyle.
ama bir ara çok söylemek istedim" sebahları kürek çekiyorum,kondisyon aletime biniyorum" diye.ama kayıt cihazı işte.korkunç bir şey.
bu kadar.

bir de speaking finalimde idam cezasını savundum.
içimden öyle geldi.
wwweeeelllll,if sumone has the right to end thousands of people's life,he deserves to die,he fuckin does.
dedim.
hoca baktı,interesting dedi.
bitti.

24 Mayıs 2009 Pazar

ay ssmoğk çedar

çıkağratacılarıgiyhadicicileri slfkldskfds

saçlarımı kestirdim.
akşam ankarada son kez gece dışarı çıktım.10 kişilik bir grupla.
dans ettim.evet.valla.lirik dans bile yaptım.
gece açık olan tek yerde sucuk ekmek yedim.ayrandan para bile almadılar.
dönüş yolunda buraya geldiğim ilk günü düşündüm.
5 gün sonra üniversitenin birinci yılı offişıli bitiyor.
izmite kesin dönüş zamanı.
mutluyum.
gibi.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

şairane

az önce sigara içerken kafamdan şu sözler geçiyordu;

sıçmak korkulu rüyam
kabızlık büyük acı
hangi katıyı alsam
karşımda buruk acı

evet,üstelik kabız falan da değilim.gayet tonbalıklı makarna yiyorum mesela.

edit:şimdi okudum da,kıçımda büyük acı da olabilirmiş son satır.

22 Mayıs 2009 Cuma

it hurts so good


ben bu akşam angels and demons a gittim.
dan brown mükemmel bir yazar.
bu kadar.

bir de true blood ı bitirdim.hazirandaymış 2. sezon.
lafayette le tara'yı baya seviyorum.black aksanı kadar eğlenceli bir şey yok.
bu dizinin sonu lost gibi olmasın,büyük hayran kitlesi oluşmasın,facebuk gurupları açılmasın bence.böyle güzel.
şimdi bitti.



20 Mayıs 2009 Çarşamba

MUZ


muz ne komik bir meyve lan,
öyle değil mi,
muz.
adı bile komik,
muz
AHAH MUZ
tamam.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

dolapadam kayargider

sürrealizmin etkileri 2009'lu yıllarda(ama 2009 lu yıllar,2000li değil.) melihçebinin çalışmalarında da etkilerini göstermiştir.
içimde pazar keyfi'nin petek dinçöz dolu nağmeleri "hoşgeldin yaz diyor."
beyazlamanın vakti geldi de geçiyordu bile.

şimdi

etiform'un ürettiği,böyle ayın yüzeyine benzeyen,dillere pelesenk(çok mutluyum yine dillere pelesenk freyzini kullanacak bir an yakaladım) bir yiyecek var.(parantezden sonra gerçek cümleye dönmek,çok sevdiğin bir rüyadan gerçek hayata uyanmak kadar zor(çok sevdiğin rüya nedemekse,vay be parantez içi parantez delirdim.))
işte ben o adını bilmediğim yiyeceği çok seviyorum.
gugıla yazıp görmek istedim onu ama adını bilmiyordum.
etiform mısır yazdım.sağolsun gugıl hemen düzeltti.
etiform mısır patlağıymış adı.
yerim.

edit:http://media.photobucket.com/image/eti%20form%20m%2525C4%2525B1s%2525C4%2525B1r%20patla%2525C4%25259F%2525C4%2525B1/ceranus/29%20Mart%20Eymir/DSC09662.jpg
böyle de hüzünlü bir resim çıkıyor gugıla etiform mısır patlağı yazınca.

17 Mayıs 2009 Pazar

heygidihey


kağıt ikiyüzellibinlikleri hatırlayanınız var mı?
en sevdiğim paraydı bu küçükken.

beginyu

fena başladı dediğim bahar şenlikleri aynı fenalıkta boka sarmakta.
dün ne güzeldi.bedüdük vardı konserde,en güzel konseriydi şu 3 günün,adam bee gees söylemiş,70ler 80ler söylemiş,oda yetmemiş kylie minogue,chemical brothers da söylemiş,peki niye miş.sanki izlemedim.
üzerimizie çıplak göktaşı bile düştü.evet çıplak bi çocuk düştü gökten kafamıza.
bugün de lav benimle kampüsteydi.
ama şanssız işte.dünkü elektronik saybırsonik hava yokolmuş bugün,heryerde kolbastı,gondolda bile kolbastı yaptık.
ayrıca bam*da yapılan parti de bitmek bilmiyor kafama ağrılar girdi,yaşlı teyzeler gibiyim,camımın önüne de bir angut grubu çadır kurmuş bir de onların gürültüsünü çekiyorum.topları olsa alıp bıçağı kesicem mahallenizde oynayın derdim belki ama o da yok.
neyse baya saçmaladım.

edit:dayanamıyorum bitsin şu müzik.

14 Mayıs 2009 Perşembe

mevlanaya laf söyletmem.

bahar şenlikleri fena başladı.
şarkılarını bilmediğim kenan doğuluyu en önden izleyip,gözleme çalıp,arkadaşlarımın stage herodan rezil oluşlarını kameraya kaydedip,gece bloklara alınmayıp,30 bin kişiyle birlikte dışarda çimenlerde uyuyup,binbeşyüz kanlı kavgaya şahit olup,çadırlara hasretle bakıp,sabah 5 de uyandığımda ilk yıldızları görmenin zevkiyle orgazm olup,soğuktan ayaklarımı hissetmeyip,mükemmel bi kahvaltı edip,az önce odama geldiğim bir gündü.
şimdi izninle istirahate çekileceğim.
çünkü bu akşam aynı şeyler tekrardan yaşanacak.
yine dinlemediğim bir grup.duman.hede bakalım.
eks oğ.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

sılahasretifalan ldsfklsjd


annemi özledim ben.
hayatımda ilk defa ailemden birisini özlüyorum çok ilginç.
böyle sarılmak istiyorum.
utanılcak şeyler değil ama bana uzak.
semihe de sarılıp hey biatch demek istiyorum.
tamam.

10 Mayıs 2009 Pazar

SAYKİK

sayın melihcebidatblogspatdatkağm,
bu satırları sana jaddebostan starbakstan aysd karamel makiyato eşliğinde yazıyorum.
nasıl kuğl öyle değil mi.
tek başıma oturmuş yazı yazıyorum.
belki de insanlar yazar olduğumu düşünüyordur.yok öyle birşey.sfdgdfgd
selin annesinin yanına gitti bir saatliğine.
bir de bu akşam ankaraya geri dönüyorum ben.
saks.
dün akşam taksimde gittiğimiz bir yemek yerinde,yan odadaki yabancı herifin biri birtden bana dönüp,ileride çok zengin ve kariyer sahibi olacağımı söyledi,sonra dönüp vat tı fak modunda baktığımda,yüzüme dik dik bakıp 19 yaşındasın dedi.daha sonra da ailende 4 kişi var ve sanatla ilgileniyorsun dedi.
bunun üzerine adamal masalarımızı birleştirdik.
kanadadan istanbula yerleşmiş birisiymiş.
internet sitemde 2 milyon kişi ziyareti var kanada da çok ünlüyüm falan diye salladı.
sonra da 50 yuroya yapıyorum bu işi ama senden çok iyi enerji aldım parasız yapmalıyım,şuan herşeyi görebiliyorum falan dedi.
andrew adıda.canavar bir gülüşü var.fotoraflarını çektik bir ara koyucuyum.
bir de aktör olmam gerektiğini,japonlara benzediğimi,LAV MACHİNE olduğumu(ahahahah),şişko bir baba olacağımı söyledi.
hatta bizle konuşurken yan masalardan peçetelerle telefon isteği geliyordu adama.
deli şansı.
bir de seline sarı peruk bu kadar mı çirkin durur.nataşa.
ama kahverengi.
uuuvs.
tamam.
şimdi bir sigara yakıp insanları kesmeyi düşünüyorum.yanımda kapıdım olsa resim çizerdim.
eks oğ



ha bir de önceki hayatımda büyük kıçlı çok mükemmel bir kadınmışım.
LSDKFJKLŞASHDLHFDSKLHAFDSLKHKFLDSFLSDFDKS

7 Mayıs 2009 Perşembe

fiuv

haftalardır günde 3-4 saat uykuyla sınavlara giriyorum,
aşırı bi yoğunluk var.
dersmeers de çalıştığımdan değil uyuyamıyorum.
bugün dünyanın en yorucudan bir önceki günüydü,yarın en yorucusu olacak.
ama akşamı güzel olacak.
grand şeref otele selamlar.
şuanda motivasyonumu yerine getiren tek şey,birazdan yiyecek olduğumuz fesleğen soslu spagetti ve soğan halkası.
eks oğ

6 Mayıs 2009 Çarşamba

çit çet

mumuş

iki gündür birbirinden farklı iki çorabı giyiyorum örneğin.
ama üzülmeyin ikisi de çizgili.
hatta altımda en son 10 yaşındayken giydiğim siyah slip var.
annem bavuluma onu da atmasaymış hiçbirşey de olmayabilirdi yani.
evet çamaşır yıkayamamak zor iş.
yarın büyük gün.
tek planım oturup çamaşır makinesini izlemek.

bir de "yarım elma gönül alma" diye bir fireyz var.
daha doğrusu varmış az önce televizyondan geldi sesi.
ne sinir bozucu bir laf.
pembe gönlüm sende gibi.
sarı ananın amı.
tamam.

5 Mayıs 2009 Salı

karma

şu karma gerçekten bir ibne.
felsefelerin en ibnesi.


akşam migrosda kıytırık bi pijama gördüm çok sevdimböyle yanıdma sapat olmadığı için omzuma attım pijamayı geziyorum.bir iki saat alışveriş yaptık.
daha sonrasında kasadan geçtik.
metroya binerken bir baktım.
omzumda pijama asılı.
ödemeyi unutmuşum.kasada da ötmemiş.
geri dönmeye çok üşendim hediyeleri olsun dedim.
ve dönüş yolunda otobüste cep telefonum çalındı.
mükemmel.
mü-kem-mel

aint karma a bitch?


edit:imdadıma lav yetişti.
bana taş devrinden kalma,hesap makinesinden bozma telefonunu yollıycakmış hemen yarın.
buna seviniyorum.
çünkü madurum.
MADUR
SDLKFDS

edit 6 mayıs 09:sapat diye yazdığım şey sepettir.
az önce farkettim silmeye el vermedi içim.
kafiye.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

bülöy

küçükken babamla hala biryere gidebildiğim zamanlarda babama arabayı daha hızlı sür diye anırırdım,sırf dolunayı geçebilceğimizi düşünerek.
küçükken baya anguttum evet.
angut bir küfür değil.
kuş o.
dşlkdfslds.

bir de cordon bleu candır.

2 Mayıs 2009 Cumartesi

pipilibebek

seleme.
öncelikle buzdolabımda çileki yoğurt,mısır,tost ekmeği,çikolata,kurabiye,yağsız süt ve pickles var.evet turşu değil pickles.çünkü öyle deyince aklıma pavırpafgörls geliyor.alakasız.

bir de,insanalrın zoruyla biryerlere gitmekten hiç hoşlanmıyorum.daha sıkıcı bir gece daha geçirmemiştim.

bir de.
seline izmit fethiye caddesinde kızın teki "ohas melihimin kolyesinin ne işi var bu kızda" gibi birşey demiş.
nerden melihin oluyorum düdük.
kimsen benimle irtibata geç.
melihin.
tamam.
şdgkldgşf

ps:başlıkla ilgili hiç bir fikrim yok.