30 Ağustos 2009 Pazar

ben değil bilgi kaybetti.sfgfdgdsg.





ulan bilgi,senin için üç gün sabahın köründe uyandım lan.çok kırdın beni.çok.
beni kaybettin.
dfvddffs

28 Ağustos 2009 Cuma

merhaba.
ne kadar ciddi oldu.
merhaba,ben melih çebi,akşamüstü anahaberleriyle karşınızdayım.
tamam.

söylemek istediğim şeyler var.
mesela china lotus.ciddi anlamda, noodle'a karşı uzun zaman önce kaybettiğim deli ilgiyi,bünyeme geri kavuşturdu.bu cümlede bir sakatlık var ama kader.
baya iyi.varsa yakınlarınızda bir yerlerde.durmayın hemen bir danaetli noodle,bir de çin mantısı söyleyin.hadi bakalım.biz bir gece içinde iki kez bu eylemi gerçekleştirdik mesela.az daha üç oluyordu.

sonra ikinci olarak,bilgi üniversitesinin sözlü mülakatı için net 4 saat bekledikten sonra,mülakatın on kişilik bir jüriyle yapılacağını,mülakat sırasında o 10 güzel insana angut şekilde bakarken öğrenmem güzeldi.

çok da birşey yokmuş herzamanki gibi.
ya da unuttum.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

dün bilginin ikinci uygulama sınavı için kabıl edildiğimi, sınav sırasında öğrenmem güzeldi.
sadece mülakat kaldı.
ama herkesin dedikleriden midir bilmem.korkmaya başladım bölümden.burslusundan daha doğrusu.
neyse bonj geldi.
kahvaltıda ne yiyeceğimize karar vericez.sfşsdfd

24 Ağustos 2009 Pazartesi

blogumu apdeyt etme zamanı.2 gündür selins.
bugün bilginin genel kültür sınavına girdim.götüme fena girdi.
sonra uygulama sınavına girdim.bu sefer ben girdim.
böyle.
sonra cicoşa gittik.aslında adı uniş ama ben cicoş diyorum.
sonra bir noodle a 15 tl verilir mi.veriliyor mesel.
a.
midpoint gerzek biryer.nişantaşındaki.
bütün garsonlar zeka geriliğinden 5 yıl yatar mesela.
tiramisuyu beğenmedim 4 veriyorum.
gülce delirdi şu anda.
heykeli yere düşürdü.heykelde bir ton.
bir de dün gece sinemada selin bir kova mısır yedi.
xxl kova.
bunu a bir anahber bülteninde yayınlamadığım kaldı ha.
böyle.
mtv de şakira var.
bir andabir sessizlik oldu.doğan gülce ve selin ölüm sessizliğinde.oyüzden klavyemin tıkırtısı absüt oluyor biraz.
bukar.
ar.

edit:bu kadar imla hatasını hangi kafayla yaptığım muamma.hem de atiyeden.

21 Ağustos 2009 Cuma

7-8 yaşlarında annemin aldığı sarı yeşil,üzerinde maymunlar olan cüzdanımı buldum.
hem de ananemin dikiş makinesinin içinde.
ananem demişken.
onların evinde,bildim bileli bir tane duvar saati vardır.ahşaptan,böyle altındasallanan sarı bi yuvarlak metal olur.belirli saatlerde "dinnn donnn" şeklinde öter.antrede duran bir saattir.
o saatin sesine o kadar alışmışım ki,evin bir parçası gibi geliyor.
neyse geçen gece,saat 2 ye doğru ananemlerde mutfağa gittim içecek birşeyler bulmak için.
herkes uyuyor.işte tam odaya dönerken "dinn donn dinnn donn" diye iki kez çaldı saat inledi ev.
kulağım alışık olduğu için yadırgamadım,ama bu yadırgamama durmu 5 saniye kadar sürdü.
çünkü unutmuştum ki o saat 1 sene önce,bozulduğundan mı nedir kaldırılmıştı antreden.
hasiktir modum ile odama götüm götüm* yürüyüp uyuduğum bu gecenin sabahında hiçbirşey olmadı.
ama tam şuanda şunu yazarken hatırladım ki o saat yatak odasında ve hala çalışıyor.
ahahah.
doğaüstü olaylara bilimle açıklama getirdim.
fksljdfksjdlf.


işte bu kadar.

*götüm götüm ilerlemek lafı bana çok komik geliyor,kullandığım için mutluyum,burdan askerdeki oğlum zübeyire selamlarımı yolluyorum.

18 Ağustos 2009 Salı

biz bugünü sevdik lan




gözlükler benden daha çok yakıştı ona o da ayrı.
bilginin santral kampüsünü sevdim o da ayrı.
en ço kda vesikalık fotorafımdaki,burnumun ucunda nazarlık bırakılan ışık hüzmesini sevdim o apayrı.

16 Ağustos 2009 Pazar

geleceğe dönüş kafası

sevgili dünyalı,veya herneysen.
bu mektup sana.
şu an 2009 yılının ortalarındayız.
2012'de dünyanın sonunun geleceğine inananlar var.
herşeyin sonu birşeylerin başıdır kafasıyla bu mektubu sana yazıyorum.
böyle de bir söz yok freestyle yaptım bildiğin.

Söylediklerine göre bulunduğumuz çağı teknoloji çağı olarak adlandırabilirmişiz.
topu topu 10 sene olmamıştır internet denen teknoloji'den yararlanmaya başlayalı.
işte eğleniyor insanlar bilgisayarlarının başında.
sonra iletişim sektöründe baya gelişme kaydettik bence.
yine 10 sene önce ;kocaman antenleri olan,içinde mucize yılan oyununu barındıran telefonlara taparken,bu aralar dokunmatik ekran telefonlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıymış gibi davranıyoruz.
bir 3g var.ben diyeyim üçge,sende trici,ya da sen kendi dilinde oku bence.herkes öyle yapıyor.
görüntülü konuşma.
ben henüz denemedim nasıl bir şey ama,çok popüler bu aralar.
en salak televizyon reklamları da bu yeni teknolojiye çekiliyor bu aralar.
reklam dedim de.
o sektör de hala berbatız sanırım e.t.
sana e.t. diyim ben.bir adın olsun.
işte evet,bir ara gayet yaratıcı,eğlenceli reklamlar vardı,oturup izledikleirm bile oluyordu ama,
şu an 80lere dönüş yaşıyoruz reklam teknolojisinde.
anlamsız cingıllardan oluşuyorlar.
nazo ve fançoz reklamı favorilerim benim.
sinema tv endüstrisinde fantastik yapımlar zirvelere oynuyor.
süper güçler,vampirler,dünyanın sonuna dair filmler çok rövaşta.

bir de beyin yıkama özellikleri olan;arka sıradakiler,selena,bez bebek,perfinya gibi gençlik dizileri var.

eğitim sektöründe de fazla bir değişiklik yok,hala istediğimiz parayı kazanmak ve içimizden gelen iş iyapmak için üniversite eğitimi almamız gerekiyor.

neyse e.t.,böyle işte,cep telefonuma ço kgüzel oyunlar yükledim,onları oynayacağım birazdan.ölürsem hakkını helal et e.t.
et e.t.
ahahahha
bitti.

14 Ağustos 2009 Cuma

sırada reklamlar


net tarihi hatırlamıyorum ama,,heralde bir 5-6 senedir interneti kullanıyorum.
böyle sayı olarak söyleyince ne kadar küçük gözüktü gözüme,çok da olmamış aslında,neyse,konu o değil de,o kadar yıldır benim anasayfam hep google'dır.
biliyorum hep bunu merak etmiştiniz.
öyle işte.
bence google kadar sade gözüken bir site yok,bir de o logosu özel günlere göre değişiyor ya,çok güzel oluyor hepsi.
bugün de google logosunun değiştiğini görünce,gugılda bir arıyım dedim,bu logolarının hepsini görebileceğim bir site var mı diye,buldum da,
işte bu;http://www.google-logos.com/

13 Ağustos 2009 Perşembe

başladı.

artık eskisi gibi bir şeyler yazasım gelmiyor buraya.
nedenini bilmiyorum,acaba yazacak bir şeyim mi yok diyorum ama hayır;sonuçta eskiden de newyorkta gittiğim partileri anlatmıyordum.saçma sapan şeylerden bahsediyordum.
sanırım çok fazla kişinin yazdıklarımı okuyor olduğunu bilmek böyle yaptı beni.
şöyle düşün,günlük falan tutarken insanların okuyacağını biliyorsan,öyle samimi olamazsın,mesela şuan bu yazdıkalrımı kim okur,selen okur mesela,naber selen?bugün görüşüyoruz onla da.nays.
sonra selin okur eve dönünce.bonja selam söyle selin.aluvyu.
neyse.
işte bugün de rüyamda ne gördüm biliyormusun.
frankfurttaydım.evet frankfurt.hayatımda görmediğim biryeri rüyamda görmem komik lan.
böyle arabanın içinden dolaşıyorduk, arabayı babam kullanıyordu.
bir cadde üzerinde 8 tane mekdanılds sayıyordum.sonra üstsüz kızlar sahilde geziyorlardı falan.
almanyada da zaten heryer sahil, heryerde üstsüz kız var evet.

Uyandığımda bir baktım burnumu tırnaklamışım,bildiğin kopmuş yarısı.tamam.
tırnak izine sinir olduğun kadar hiç bir yaraya sinir olmam ben bu arada.hani taşaklarıma tekme atın,böyle yüzümü gözümü kollarımı tırnaklamayın.kaç kişinin ağzına sıçmışımdır,sırf sevmenin(?) ayarını fazla kaçırıp kollarımı yara içinde bıraktıkları için.

baya bir konuşmuşum.kısmet.
zaman da çok hızlı geçiyor.kader.

bir akrabamıza temizliğe gelen bir kadınla kızı vardı.kadının adı kader,kızının ki kısmetti.yaratıcı bence.
bitti.

10 Ağustos 2009 Pazartesi


playstation ın üretimine kadar dünyanın en harika şeyi olduğunu iddaa ederdik.
atarinin bir üst modeli.

7 Ağustos 2009 Cuma

az önce yemek yerken neyi düşünüyordum biliyor musun,ananemle dedemi,
hayatlarında alkol almamışlar,sigaraları yok,fast food falan nerde onların zamanında.
ananemi düşündümde şimdi mekdanılsda gençtürksel şifresi almaya çalışırken.fena.neyse.
işte diyorum ya,asitli içecek içtiklerini bile hatırlamıyorum.
deli sağlıklılar yani.
deli sağlıklı olmak.
bence 500 yaşına kadar yaşamalılar.niye sınır beşyüz bilmiyorum.

go go pavır rencırs


ben 1995-96 yılları arasında power rangers cine5 kanalına alınmadan önceki dönemde deli gibi power rangers izlerdim.
okumayı bilmediğim halde aylık olarak yayınlanan power rangers dergilerini alır,bütün oyuncaklarını alabilmek için toysrus'ta ağlardım.
power rangers atari oyununu bitirmek için aylarca uğraşmıştım.
power rangers çıkartma kitabındaki bütün boşlukları tamamlayabilmek için yazlıkta 3 km yol yürürdüm benzin istasyonuna kadar mesela.
yes salaktım baya.
bir de 50binliraya satılan karton power rangers maskelerinden alıp sokakta pavırrencırscılık adlı bir oyun oynardık.
mavi olurdum genelde.billie ydi ismi sanırım.
semih'in sırf yeşil ranger tommy nin yeşil saati var diye anneme lacoste dan saat aldırdığını hatırlıyorum.
kimse sarı ve siyah olmaz istemiyordu,çünkü o yaşta bile onların diziyi evrenselleştirmek adına eklenmiş iki ezik karakter olduğunu biliyorduk.

niye bir anda nostalji yaptım,çünkü geçen bir oyuncakçıda power rangers figürleri gördüğümü sandım ve koştum,tamam kanım doğru,power rangers isimleri,ama bir yamulmuşlar,değişmişler,çirkin olmuşlar.
sonra öğredim ki yeniden farklı karakterlerle yayınlanmaya başlamışlar jetix tarzı bir kanalda.buldum izledim.
baya sikindirik.
bu kadar,

bu da mighty power rangers giriş müziği
bu da intro
bu da başka intro
ps:resimdeki sarı rencırın sağ bacağına bir haller olmuş ama hadi bakalım.

noooood

eskişehir'de yumyum noodle diye bir yer vardı.
dünyanın en ucuz ve en lezzetli noodle ını yapan yer.
çok da şirin biryerdi.
az önce biryerde fotorafını gördüm orasının aklıma geldi.
ilk oraya gidiyorduk eskişehire gittik mi.
ankarada yerini noodle box la doldurmaya çalıştım ama olmadı yumyum noodle.istanbulda çin büfeyi denedim,ı ıh.
seni unutmayacağım.
bukadar.


edit 08.08.09 :kapanmış orası,son zamanlarda iğrenç noodle yapıyormuş,çinlileri atmışlar yerine türkler yapıyormuş,içinde soya sosundan eser yokmuş,böyle de şarkı sözü gibi oldu,üzüldüm.yani kapanmasına.

gerizekalı uğraşlarım olduğu su götürmez bir gerçek.


bu arada,
şu sıralar baya yeni oyuncağım oldu mutluyum,selinin katkılarıyla pez koleksyonuma eklenen buzz ve donald duck,plushie kurbağa bir tane ikea rulz.
bugün de selinle outletteyken şey aldım,şimdi o şeyin adını bilmiyorum,nasıl açıklayacağımı ise hiç bilmiyorum.
böyle ben çocukken vardı,yay gibi bişi plastikten,böyle elden ele atıyosun değişik bir şey,küçükken semih beni onunla boğdu diye annem atmıştı onları.
bulunca nostalji yapıp aldım.
o değilde adı ne onun acaba çok merak ettim.

2 dakika sonra gelen edit:isim hatırlatıldı,slinky,küçük bir resmi eklendi.tamam.




2 dakika sonra gelen edit:isim hatırlatıldı,slinky,küçük bir resmi eklendi.tamam.

6 Ağustos 2009 Perşembe

from the m to the h



sıkıldığım bir ara ismimin harflerinden yola çıkıp birşeyler çizmiştim.
devamını deviantart galerimde görebilir bakmak isteyen.
beni tanıyan herkesin,ailemin,arkadaşlarımın,kız arkadaşımın,hatta sadece tanışmışlığım olan,arkadaşım dahi olmayan insanların,son zamanlarda, beni gördüğünde "kilo mu aldın sen" diye konuya girişleri içimde derin yara.
hayır ben uzuuunca bir süredir hep aynı kilodayım değişen hiçbirşey yok anlasalar.
nasıl kompleks bir yazı olmuş belli değil.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

yazmayalı baya zaman olmuş buraya.
herşeyin suçlusu tividır.

ben bugün istanbuldan döndüm.10gün mü ne olmuş.
gerçi ondan önce de tekirdağdaydım.
20 diyelim.
izmitin havası iğrenç.
ve selinle,bonju özledim.