30 Mart 2010 Salı

12-13 yaşlarında bir kızın fiziksel değişimi dolayısıyla sahip olduğu görüntüye her zaman çok gülmüşümdür. hala baby fat kapsamında sayabileceğimiz göbeğinin üstünde beliren göğüs diye adlandırmaya dilimin gitmediği çıkıntılarla birlikte,baya eğlenceli bir görüntüye sahiptir bu kızlar.
bir de üstüne bu kızımız nintendo wii de boks gibi ekstrim hareketler gerektiren bir oyunu oynuyorsa ,yanınıza yiyecek birşeyler alın, oturup sitcom kafasında izleyin.aklıama geldi yazdım.

geçen doğum günümdü.28 mart.lady gaganın da doğum günüymüş ilgileri üstüne topladı.ahahah.
20 yaşında olmuşum. bazılarının iddaalarına göre "21 den gün almışım". ben inanmıyorum tabi.
doğum günüm değişik geçti.garip. güzel ama.hiçbir zaman sweet sixteen partilerinin insanı olamamışımdır.kalabalığın dikkatini üzerinde toplamak baya rahatsızlık verici.

analog kameraylaa fotoğraf çekmek çok garip bir hismiş.her çektiğim fotoğrafın ardından bakalım nasıl çıkmış diye kameranın arkasına yöneliyorum sanki bir ekran varmışçasına.
heyecan verici.

bu yaz nasıl geçecek çok merak ediyorum.kaç senedir eğitim hayatının içindeyim,bu geçireceğim kaçıncı yaz tatili bilmiyorum ama hayatımda ilk defa yaz gelmesin istiyorum.

bu kadar şimdilik.

27 Mart 2010 Cumartesi

people come,people leave

elimi klavyenin tuşlarına getirdiğim tam şu dakikada yan odadaki çocuk camını açıp dışarıya "uyumayın ulayn" diye bağırdı.hatta şu saniyelerde koridorda uyumayın diye bağırmaya devam ediyor.

her zaman arkadaşların sevgililerden daha kalıcı olduklarını düşünürdüm.ilişkiler başlar ve biter,arkadaşlık kalır gibi.
ama şimdi düşünüyorum da,5 sene önce,hatta bırak beş seneyi,geçen sene sabah akşam görüştüğüm insanlar şimdi sadece facebook account umda süs duruyorlar.çok ilginç.

bunu söylemek istemiştim.

19 Mart 2010 Cuma

shutter island ı izledim bugün.kurgusuyla ayrıntılarıyla bu kadar güzel bir filmi izledikten sonra yanımdaki birkaç arkadaşımın " bu ne hamunagoyum ya recepivediğe gitseydik kim soktu bizi bu filme" gibi yorumlarını duyunca,arkadaşlıklarımı sorgulamaya karar verdim.tamam şaka.ama sinirlendim.

bir de bir kitap aldım.sookie stackhouse novels serisinin bir kitabı all together dead diye.sonra kitabın serinin 7. kitabı olduğunu öğrendim.yine kapak tasarımını beğenip kitap almamın bir sonucu bu da.okunur mu bilmem.

buraya günümün nasıl geçtiğini,neler yaptığımı yazmayınca,veya facebook a fotoğraf yüklemeyince hayatımın çok sıkıcı geçtiğini düşünenler varmış.çok garip değil mi.
neyse bu kadar.

15 Mart 2010 Pazartesi

Ne zaman bir şeyden vazgeçme kararı alsam ona daha çok bağlanıyorum.
bu bir huy olabilir,bir kişi olabilir farketmez.
şey hissi gibi aynı,hani" bu son paket,daha da sigara içmiyorum "yalanı vardır ya,belki iki üç gün-hafta içmezsin ama sonrasında eskisinden de çok sigara içmeye başlarsın.
Veya "bu pazartesi az yemeye başlıyorum,akşamları da koşu yaparım" diye kendi kendine konuştuğun pazar gecesini fıstık ezmesiyle geçirirsin.öyle bir şey.
O yüzden herşeyi oluruna bırakmak gerek diye düşünüyorum.Radikal kararlar alma fikri her zaman da bir işe yaramıyor.
Yine o yüzden olabilir ki birşeylerden vazgeçmek yerine o şeyler benden vazgeçsin istiyorum.daha cazip değil mi.Mesela sigara" seni bırakıyorum melih" desin.


Ha bunu dedim diye sanmayın ki yine tırnaklarımı yemeye başladım.Yok öyle bir şey.

9 Mart 2010 Salı

İnsanın kendi kişisel özelliklerini sayması kadar samimiyetsiz bir şey yok.
"Çok girişken,neşeli,sır tutmasını bilen bir yapım var benim.yane ben demiyorom arkadaşlar öyle diyor genelde."
ola ki geçmişte bende bu hataya düşüp böyle tanımlar yapmışsam kendi hakkımda,inanmayın.

Bu ara çok fazla ton balığı yiyorum ve aklımda çok şey var.

4 Mart 2010 Perşembe

geçen bir gece 7.caddede birkaç arkadaşımla yürüyoruz.(daha önce de söylemiştim,isim vermeyince gizemli oluyor)
işte yolun kenarında bir kadın ve tuttuğu tasmanın ucunda bir tane köpek var.Hangi cins bilmiyorum ama çok tatlı bir şey.haliyle herkes yanından geçerken "aneğğ,yerummm,lenn" gibi tepkiler veriyor.Biz de modaya uymuş bir yandan köpeğe sözlükte herhangi bir anlam ifade etmeyen garip kelimelerle seslenip,diğer yandan çaktırmadan sahibi kadın ne tepki veriyor rahatsız oldumu diye göz ucuyla bakarken bir anda ayağa kalkıp arkadaşımın üstüne atladı köpüş.(evet köpüş de kullandığım kelimelerden biriydi.)baya da büyük bir şey.ama öyle saldırma atlaması değil.bildiğin kendini sevdirme çabası.
işte bu kadar.
çok güzel bir andı.
hemen yine kafamda kedi köpek karşılaştırması yaptım.hangi kedinin kendini sevdirmek için üstüne atladığı görülmüş.
bitti.