16 Şubat 2011 Çarşamba

bir istanbul masali in da hauz

Bu yazi nasil donuma kadar soyuldugumun hikayesidir.
Hersey,cumartesi aksami ankaraya donecekken anlik bir kararla bir kac gun istanbuldaki arkadaslarimla gorusme karari almamla basladi. Esenlerde baslayan hikayemizin basinda abimle birlikte ikeada birseyler yedikten sonra taksime gectik. Semihin arkadaslari ile bulusup indigoya gittik. bir seyler ictikten sonra ictiklerimi mekana yedirmek adina hesap odemeden kacmam herseyin baslangiciydi. saat 12 gibi kendi arkadaslarimla bulustum. kucuk beyoglunda 2,3 saat vakit gecirdikten sonra gece 3 e dogru meydandan bir taksiye bindik. bu butun aksam esnasinda yanimda tasidigim kucuk boy bir bavul vardi. o bavulu da taksinin arkasina attik gidiyoruz. taksici adam bir hallerde. playlistindeki izmirli taylan,ankarali turgut,mezdeke,yildiz tilbe sarkilariyla bizi oyle bir ebletti ki takside kafayi bir kez daha bulmustuk.Hisarustune geldigimiz yolcugun son dakikalarinda taksiden ayrildik.bavullarimizi almak uzere. derken taksi basti gitti. bildigin gitti. arkasindan kosarken bir durur gibi oldu. sonra yine hizlandi. gecenin sabaha kadar olan devami karakollardan karakola ping pong topu misali ziplamakla gecti. ihbar bile edemedik durumu o derece. turk polusu kalp turk gencleri. ozetle istanbulda gecirdigin 2 gunluk zaman diliminde laptopimdan,ipodumdan tut en sevdigim giysilerime,donlarima kadar caldirdim, efsanevi ispanya vize failimden sonra basima daha ne gelebilir derken, yeni vakamla sizlerleyim, I heart Istanbul.

11 Şubat 2011 Cuma

Bu hafta aile temalı yazılarımla devam ediyorum. Şimdi ben hep böyle çok küçük yaşlardan beri, hep sanatla bir şekilde ilgili bir çocuktum. Hep öyle devam etti yani. sürekli bir yaratıcılık kullanma , birşeyler ortaya çıkarma konusunda dur durak bilmeyen bir insan olarak büyüdüm, abim de aynı şekilde. O zamandan bu zamana hep şeyden yakınmışımdır. Annem babam bir kere takdir etti mi beni acaba lan diye. Hiç ilgi göstermezler yani. Hep sinir olmuşumdur, böyle okulda, veya eve misafir geldiğinde, kısaca tanımayan herkesin ilgisini çekme yöntemim haline gelmişken, ailemin yeteneklerimle ilgisini çekememem. Tabi büyüdükçe o şey oturdu mu denir ne denir aştım böyle düşünceleri. Şimdi ailemin açısından bakıyorum da çok haklılar lan. Hani çocukları oldum olası hep öyle, durmadan birşey çiziyor yazıyor bir şeyler üretme halindeler. Bir yerden sonra hani ben anne bak ne yaptım dediğimde normal geliyor.

Çok komik şeyler oluyor bu ara evde ondan bunlar aklıma geldi. Tatilimin son günlerinde sıkıntı katsayımla, yaratıcılık katsayım doğru orantılı işliyor. Sarmadığım şey kalmadı. İşte geçen bu origami turna kuşlarından yapmayı çözdüm diye böyle kendi çapımda birşeyler yaptım.Annemin gördüğünde verdiği ilk tepki;OFF NASIL TOZU ALINCAK BUNUN demek oldu. veya birşeyler çizdiğimde bunları atıyım mı diye soruyor kadın. Bu akşam sıkıntıdan böyle orgda birşeyler çalmayı öğreniyim dedim. Beethoven ın Für elise i ne yaptım ettim çaldım işte öğrendim. Evde resmen resital veriyorum. Kimsenin umrumda değil, dizi izliyorlar. Azcık etkilenin lan dedim. Annem kalktı bale yaptı. Öyle bir kafa.

2 Şubat 2011 Çarşamba

şimdi tatile girdik ya

haliyle ben de evimi ailemi ziyarete geldim. ama şöyle bir sorun var.
bilmiyorum hepinizin annesi de böyle midir ama. benim annem aşmış durumda. gerçekten.
dünyadaki bütün sorunlara bir yiyecekle, ne bileyim bir meyveyle, bir bakliyatla çözüm getirebileceğini düşünüyor. bu hep böyleydi. az önce solumda duran bir dilim ananas dilimiyle gözgöze geldiğim saniyelerden sorna aklıma geldi. Hayır 21 yaşına girdim ve hala o an gündemimde nasıl bir sorun var ise eğer, yedireceği şeyleri o sorunları gündeme getirerek sunuyor önüme. mesela ananasın nedeni saçlarımın dökülmesini engellemek. Veya sabah bana uzattığı muzun nedeni sinirlerimi dengelemekmiş. Bir de öğretmen edasıyla yaklaşmıyor mu. Örnek falan oluyor bana. Karşımda yiyip ohh her gün bir tane yiyorum çok mutluyum diyor. Tövbe. Can sıkıntısından evde gözüme ilişen dumbell lara sardım biraz oyalanıyım hem yaz geliyor az kas olsun dedim. Orada elinde cevizlerle belirdi. Daha iyi kas olurmuş. Dün yaptığı, içinde bir tek ayakkabılarım eksik olan sebze çorbasından bahsetmek bile istemiyorum. Ankaradayken bir kez sebze çorbasını sevdiğimden bahsetmiştim, AMA İÇİNDE EN FAZLA 3 ÇEŞİT SEBZE VARDI LAN. annem nuhun gemisine çevirmiş çorbayı. Sonra incir efsanesi var. Kadın taşaklarımın derdine düşmüş. Çok fena cidden.
Oh söyledim rahatladım.

Bir de annemin UZMANLAR ÖYLE DİYOR ile başlayan cümleleri var. Ona hiç girmiyim. Daha 10 gün de evdeyim diyim. yeni yazıları bekleyin.