size de aynısı oluyor mu bilmiyorum.
ne zaman oturduğum bir mekanda final countdown çalmaya başlasa, böyle bir yerden rüzgar yüzüme doğru esmeye başlasın istiyorum, sigaramı küllüğe artist bir şekilde bırakıp, ya da bilmiyorum ayaklarımın altında ezmek de olabilir, dünyanın en kuğl adamıymış gibi yürüyerek mekanı terketmek istiyorum. çıkış kapısını açtıktan sonra da şöyle etrafıma bakarak bir gülümseyim,dişlerimi göstermiyim ama çünkü baya çirkinler, sonra da bir yere gideyim işte.
anlatınca scrubs tan komik bir sahne gibi gözükmüş.
hiçbir zaman böyle şeyler olmuyor tabi, onun yerine bu anlattıklarımı düşünüp gülmeye başlıyorum ve yanımdakilere anlatıyorum, onlar da gülüyorlar.
çok sıkıldım. hayatımın bu kadar yoğun, daha doğrusu dikkatimi dağıtacak aktivitelerle geçtiği bu döneminde böyleysem, önümüzdeki yazdan korkmuyor değilim. mesela aslında bu gece beni eğlendiren tek şey, arkadaşımın banyosundaki garnier isimli yüz maskesi-peeling tarzı şeyi işerken görüp,yüzüme sürdükten sonra, aynadaki beyaz yüzüme bakıp, koyu bir alman aksanıyla gağhniye dememdi.
saat 02.09,
kafamdaki anılar bir türlü siktirolup gidemediler.
mutfaktaki kuru fasülyeyi düşünmeye çalışıyorum ama olmuyor.
iyi geceler.