28 Temmuz 2008 Pazartesi

yüce ikea


tekrar söylüyorum,sen hep var ol yüce ikea,en azından kendime ev alıp içini döşeyecek param olana kadar. hala bir şeyler daha alasım var.

tekirdağ günlüğü

bugün tekirdağ'dan döndüm akşam 9 sularında.(bu kelimeyi de hiç sevmem)
4-5 sene önce yaşamaktan nefret ettiğim yere hayran kaldım.çok da güzel vakit geçirdim orada diyebilirim.nedeni orada olan devasa bir değişiklik değildi ama,oranın manzarasını,sakinliğini özlemişim.
çok şeyler yaptım ama yazmaya da üşeniyorum doğrusu.
bir de eski bir arkadaşımla görüştüm oradan,tereddüt etmiştim biraz,hala konuşabilecek bir şeyler bulabilecek miyiz diye ama yersizmiş.hala konuşacak o kadar çok şeyimiz,o kadar ortak yönümüz varmış ki o da ben de şaşırdık.antika bir bina içine kurulmuş gizli bi kafeye getirdi beni,müzikleri falan çok güzeldi bayıldım.evim olsun istedim orasının o derece ahah.
yeni bir kitaba başladım.
yüzdüm,evet biraz fazla yüzmüşüm sanırım ki,omuzlarımdaki ağrıyı hala hissedebiliyorum.
bronzlaşmadım,evet hala ilk günkünden de beyazım,denedim olmuyor.
sabahları gazete okudum,ve evet sabah diyebileceğim saatlerde uyandım.
bir barın açılışında gecenin 2 sinde ferhat göçer canlı performansını izledim ahahah en güzeli buydu!
dedemi ziyaret ettim,eve döneceğim gün de olsa bu ziyaret yine de gittim.dedemin hastalığı baya ağırlaşmış ama üzüldüm.
eskiden yaşadığım küçük şehir tekirdağa yaptığım 5 günlük gezim dolu dolu ve eğlenceli geçti,
üstelik o her talihsiz olay benim başıma mı gelir,ben çok mu şanssızım triplerini de attım üzerimden,o kadar da şanssız olmadığım kanısına vardım yaşadığım bir kaç şeyden sonra.
dönüşte otobüsteki dinazor sesleri çıkaran bebeği dinlemek zorunda kalmamı saymıyorum tabi ki eheh.
bir kaç güne tercihlerimi yapacağım,motivasyon um fully loaded tabiri caizse.

21 Temmuz 2008 Pazartesi

they call me hot

daha ilk kez dinlediğim şarkılara eşlik etme çabam,şarkılara yeni sözler yazmamla sonuçlanıyor bazen.
şöyle ki,the ting tings adlı grubun thats not my name şarkısının bir nakaratında:

they call me hell,thay call me stacey derken,ben they call me hot,they call me sexay diye söylüyordum.

bir başka örnek te şu ki en fazla 3 kez mtv de klibini gördüğüm sonny j-handsfree adlı şarkıya arkadaşımın ipodunda eşlik etme çabam şunları söylememe yol açtı:

Summer's gone, spring is gone, life goes on and on and I'm just bored to tears derken arkadaş ben:
its summer time and Im alone and life just goes on and on and on and on.

yeni bir yeteneğimi daha keşfettim,artık petek dinçözle çalışmaya bir adım daha yaklaştım!

18 Temmuz 2008 Cuma

Ayşegül

ayşegül serisinin aslında türk yapımı olmadığını,bir uyarlama olduğunu öğreneli çok olmadı,şoka uğramıştım niyeyse.
hayır lan türk o,adı üstünde ayşegül demiştim.


belçikalı bir yazar Gilbert Delahaye tarafından yaratılmış bir seri,gerçek adı da martine miş.
şimdi bakıyorum da resimlerdeki insanlara,mekanlara,gayet de belliymiş sanki.
cin ali de uyarlama çıkarsa şaşırmayacağım.

9 Temmuz 2008 Çarşamba

dondurmam gaymak değil,bildiğin krema


her yaz,dondurmalarla ilgili resimler çiziyorum.sivrisinekler,çiçekler,arılar gibi onlar da yazın daha çok geliyolar aklıma.arılar dedim de,nerede bu sene arılar?hiçbirine raslamadım bu yaz.habersiz gittiler.onlar bile gittiler lan.şu an gördüğüm tek arı,panomdaki,ilkokul birinci sınıf müzikalinde çekilmiş arı kostümlü fotorafım.ne uzun cümle oldu.onu da gösteririm bir ara.

ps:sekaparka gittiğimde paten kaymak istiyorum,hiçbir zaman ilgi duymadığım bisikletlere bile ilgi duyuyorum orada,kalleş sekapark.

4 Temmuz 2008 Cuma

düzenliyimdir

polimer kili alacaktım alamadım yine yahu,
yazın dükkanlar 24 saat açık olsun.
insanların uyku düzeni var değiştiremez yani.
ben mesela sabah 6 da yatıp öğlen 2 de kalkıyorum,bu benim düzenim sonuçta.
asdfsad