28 Eylül 2009 Pazartesi

Im in a balloon,Im going to moon.


çok küçük yaşlardan beri bu hot air balloon denen araçlara karşı büyük ilgim var.
hatta çok önceleri de bahsetmişimdir kesin karper peynir kutuları ve uçan balonlardan air balloon yapma çabalarımdan.
pixar ın up filmi yaklaştı iyice.oradan aklıma geldi.

27 Eylül 2009 Pazar

oğ maddeli entry

  • Tekirdağ'ın İzmit'i sollayacağı iki şey var.Biri deniz manzarası,diğeri de gökyüzündeki yıldızların fazlalığı.ha bana sorarsanız ne tekirdağ ne izmit o ayrı.
  • kağıt yapıştırıcısı ve makasla yaptığım kolajlar,dijitallerinden daha zevk veriyor bü ara.
  • geçen gece gittiğimiz terkedilmiş sinemadaki filmin adı" pek yakında"ydı.shutter filminin yaratıcısından yazıyordu altında da.gerçekten yaratıcı.o film o 15 kişi kapasiteli sinemadan başka yerde vizyona girmişmidir bilmem ama tavsiye etmem gitmeyin.
  • karacadan bilmemkaç parça yemek takımı 695 yerine 574 tl diye giden bir reklamın akılda kalıcılığı sorgulanır.reklamı duyanın eşine dostuna anlatmaya çalıştığını düşünsene.
  • gossip girl'e dedikoducu kız diyen e2,mad men' e neden deli baltalar demiyor diye düşünmüşüm birkaç gün önce.
  • dürbüne telefonumun kamerasını dayayıp fotoraf çekmeye çalıştım.işe yaradı.
  • bu aralar yaptığım her hareketin dejavu hissi vermesi garip.mevsim değişikliğine yormak istedim.dejavu da komik kelime.anşante gibi.
  • bir kaç gün önce kaldığım bir evde,kenarında memeleri elbisesinden fırlamış,mal tipli bir kadın figürü oturan bir küllük vardı.orada kaldığım süre boyunca sigaramı kadının memelerinde söndürdüm.eğlenceliydi.
  • bira bardağında kakaolu süt içmek garip bir his.ama bence bir tek ben yapmıyorum bunu.
  • şanslı doğan insanlar vardır.şansını yaratmak için çabalayanlar vardır.bir de şanssız olduğunun farkıan bile varmadan mutlu mesut yaşayanlar vardır.3. grup favorim.
  • karikatür dergilerini tersten okuyorum.tersten derken.son sayfadan başlıyorum yani.
  • ilk defa dün gece,hiç olmadığım kadar,yürüyemeyecek kadar sarhoş oldum.ve bu hale inanması güç ama fazla miktarda "kokteyl" le geldim.o gece thrillerdaki zombi dansçılar gibi hissediyordum.
  • ilkler demişken.20 yaşına gelmek üzereyim ve yine bu zamana kadar ilk kez,babam,semih ve ben ev ortamında birlikte takıldık.takılmak dediğim de televizyon izleyip lahmacun yemek.
  • ankara'da jokerdeki şarkıları çalan bir gece külübü olsun isterdim.çalışınca oluyor.
  • alakasız.
  • ankara demişken.3 gün sonra ankaradayım.

21 Eylül 2009 Pazartesi

ağy hağrt iğbey.

evet.
ebay'in bu bidding olayı bende fazlasıyla adrenalin yaratıyor.
mesela bu gece 3 tane dunny için yarıştım bildiğin.
böyle 1 dakikadan az bir süre kala şırfıntının tekiyle açık arttırma yarışına girdim.
ama ben kazandım.
alıcam dunnyleri.
vurucam kırbacı.


*niye şırfıntı bilinmez.nikinden de anlamadım cinsiyetini ama.bence kızdı o.çok orospuluk etti çünkü.dakikalar kala bid verdi.gerçi benim de planım oydu.neyse.
winner me.
loser şırfıntı.



Congrats ! You won this item in the last few minutes.
ağzını yerim ebay.

19 Eylül 2009 Cumartesi

12 Eylül 2009 Cumartesi

ben de maddeli entry girmek istiyorum.

  • aneğ,bir bastım pıt diye nokta çıktı,niye mutlu olduysam.
  • satır atlayınca da oluyormuş.olayı bu sanırım.neyse.
  • o zaman genel şeylerden bahsedelim.mesela yemeklerin resmini çekmeyi sevdiğim doğru.zaten farketmişsinizdir.
  • yemek demişken selin mükemmel sufle yapıyor.
  • geri kalan herşey bana ait o ayrı.lkdfsjljdfsk
  • en son dana etli noodle yedim ve mercimek çorbası içtim.merak etme aynı anda değil.
  • moleskine kafası sağolsun bu aralar yaratıcıyım.
  • günün birinde sanatla ilgili bir meslekle uğraşacağıma neredeyse eminim.gidip inşaat mühendisliğini bitirsem bile.
  • boncuk,hayatımda tanıdığım en garip kedi.kedi kriterlerine uymuyor daha doğrusu.hiç bir kedi ayağının tam yanına kıvrılıp yatmak için sabaha kadar yanında,yatağa gitmeni bekler mi lan?ben bilmem.
  • facebook oyunları oynuyorum.evet.hangi renksin?hangi aşkı memnu karakterisin testlerinden daha eğlenceli.
  • 3d sinema baya iyi birşeymiş.ama yine de klasik sinema derim ben.insanın gözünü sikiyor bir yerden sonra.
  • erkekler için alışveriş,tek başına yapılması gereken bir şey bence.hatta en güzeli internetten yapılanı.
  • "ben bu tarrz müzik dinlerim işte buyum,aaa sen böyle apaçi müzikler mi dinliyoson" tribini aşalı dört beş sene olmuştur.
  • kaç nokta oldu acaba.
  • neyse bitti.

9 Eylül 2009 Çarşamba



meraba bilog,
komedi meks izlemek ve selinin annesiyle telefon görüşmesini dinlemekten sıkıldım.
thats why Im right here.
şuna karar verdim ki,simste yaşayan bir sim olsaydım,cooking skills im tavan yapmış olurdu son günlerde.feci yemekler yapıyorum,kahvaltı olsun,arasıcaklar olsun,ara sıcak ne lan?neyse,tatlı bile yaptım.
ilk defa hayatımda sanırım.
öyle işte.
bugün bilgi aradı beni birde.konuşan kadına ne oldu kadın,dolmadımı kıçı kırık okulunuz ha? diye ezmek istedim ama yapmadım.
konuştu kendi çapında kayıt yaptırmadınız falan diye.
ben de ben zaten hcettepeye gidiyorum burssuz nye giriyim ki o okula dedim.
oye men.bunu dedim.
sonra bana rüşvet teklif etti.ne kadar burs istiyorsun len dedi.
bende yüzde yetmibeş olursa düşünürüm dedim.
oda döncem ben sana dedi kapadı.
sdllsd böle anlatınca eğlenceli oldu lan.
neyse,selin telefonu kapadı.çayna lotusdan çin mantısı söyleyecekmiş bilgisayarı istiyor.
cya bilog.

1 Eylül 2009 Salı

back to reality

hani bazı zamanlar vardır,akşamüstü işten veya okuldan eve döndüğünüz,kafanızda akşama dair planlar ile kulaklığınızdan gelen sevdiğiniz müziğin sesleri birbirine karışmıştır.
ama güzeldir.mutlusunuzdur.
adımlarınız dinlediğiniz müziğin ritmiyle uyum içerisindedir.
böyle akşamüstlerinde genelde hava da çok güzeldir.ne sıcak ne soğuk.
kendi klibinizi çevirmekle o kadar meşgulsünüzdür ki çevrenizle bağlarınız yarı kopuk durumdadır.
işte tam bu zamanlarda,yolun kenarında oynayan çocukların topu kazayla tam da bulunduğunuz yöne doğru uçar.
o an istersiniz ki;
müziğinizle uyumlu kuğl yürüyüşünüzü de bozmadan,artistik bir hareketle topa vurarak,yürümeye devam etmek,arkanızda kalan çocukların yüzündeki gıpta ve şaşkınlıkla karışık gülümsemeye karşılık vererek yola devam etmek falan.
tıpkı reklam filmlerindeki gibi değil mi?
ama öyle olmaz işte,en azından bana öyle olmaz.
ya müziğe kendinizi feci kaptırmışsınızdır,gerçek hayata o salak plastik topun alnınıza yapışması ile dönersiniz.
ya da şanslısınızdır,topu daha önce farkedip artistik vuruşunuza hazırken,top uyumlu açıdan gelmez yanınızdan uçup gider.komik bir durumda kalırsınız.
yok olmadı;vuruşunuzu topa isabet ettirmeyi başarırsınız,fakat futbol yetenekleriniz o kadar sınırlıdır ki,yaptığınız vuruşla topu çocukların tam da istemediği yere,yolun ortasına falan atarsınız.abartacak olursak bir de topun üzerinden otobüs geçsin.
hani hiç dokunmasanız daha iyi.

gerçek hayat böyledir.
benim için böyledir en azından.
Bu durum da her zaman başıma gelir,bugün de gelmiştir ondan yazdım.başka bir nedeni yok.

o yüzden siz siz olun,böyle anlarda o anın büyüsünü bozmayın,dümdüz devam edin yola,bırakın çocukları da toplarını da,uçsun istediği yere.arkanızdan yiyeceğiniz küfürleri de düşünmeyin.ne de olsa kulaklıklarınız kulağınızda.

ha ben çok iyi vururum topa futbol hayatımdır,diyorsanız o ayrı.
neyse çok uzattım.köşe yazısı gibi oldu.
bitti.