26 Aralık 2009 Cumartesi

mugger

Aylardır ilk defa bilgisayar ile birşey çizdim.
Sanırım programı fotoraf düzenlemek değil de bir şeyler üretmek için kullandığım en son zaman bilgi üniversitesinin mülakatıydı.

Selin'in hediye ettiği moleskine'le takılmaya başladığımdan beri hiç yanaşmamışım bile , laptop mouse'umla birşeyler çizmeye.Son bir aydır başıma bela olan insomnia hallerimi verimli birşeyler adına kullanmak istedim ve böle bir şey yaptım.adı mugger.soyguncu.
saat 06:08.
bir sigarayı hakettim.

ps:

bana iyisinden kötüsünden bir grafik tablet bağışlamak isteyen bonkör bir vatandaş varsa emailimden ulaşmalı.

bu da daha büyük şeysini görmek isterseniz çizimin linki

24 Aralık 2009 Perşembe

Bir kitabevine falan sahip olsam,D&R gibi değil Remzi Kitabevi gibi olmasını isterdim.Bu akşam bunu düşünüyordum.hatta üst katına da stüdyo tarzı bi daire yaptırırdım.güzel olurdu.

Bu gece ilk corona'mı içeceğim.Neymiş bu kadar abarttıkları göreceğiz.

On sene kadar önce falan merveyle o senelerin hit şarkılarını dinleyerek turnuva yaptığımız Icy tower oyununu facebook applications'da buldum.mutluyum.

Bu yılbaşına yakın zamanlarda alışveriş merkezlerini öyle bir hale getiriyorlar ki,insanın bencilliği tutuyor.Kendine hediye almak istiyor.Girdiğim oyuncakçıda nefsime yenik düştüm mesela.Oraya giren çocukların hallerini düşünemiyorum.


ps:Anaokulundayken okul müdürü bana bir kitap hediye etmişti.Kitap remzi kitabevi yayınlarına aitti.Müdür'ün adı da Remziydi.Uzun bir süre yayınevinin ona ait olduğunu düşünmüştüm.
salaktım.

17 Aralık 2009 Perşembe

geyik kafası

geçen gün linguistics sınavına çalışmam gerektiği için,sabah 6ya kadar aşırı miktarda kahve tükettim.sınava gitmeden önce uykuya daldığım iki saatte çok kötü rüyalar gördüm.

ama size gördüğüm kötü rüyalardan bahsetmeyeceğim.
size o rüyaları görmeden önce gördüğüm rüyadan bahsedeceğim.
böyle içinde eski klübe tarzı evler ve bir de çocuk parkı olan bir kasaba tarzı biryerlerdeydik.
parkta oynarken birisi geyiklerin saldırı için geleceğini haber veriyor ve bizde saklanacak biryer arıyoruz.saklanamayanları geyikler boynuzları ile öldürüyorlar.
bu kadar.
bu güzel olan rüyaydı.

bu kadar.

bir de birisi lucky strike sigaramı ona satmam için 30 lira teklif etti cık dedim.

5 Aralık 2009 Cumartesi

hey,Im alive,still.

-yatağımın çarşafı,üzerinde yattığım her gecenin sabahında allahını şaşırmış hale gelip yerlerde süründüğü ve onu her sabah toplama eziyetine katlanamadığım için 1 haftadır yorganımın üzerinde yatıyorum.bence güzel bir çözüm oldu.

-giydiğim her pantolonun,hırkanın,montun cebinden ingilterede yaptığım alışveriş fişleri,üzerinde elizabeth II olan pence'ler,tren ve otobüs biletleri çıkması,alakasız ortamlarda melankoliye sarmama neden oluyor.1 hafta bana yetmedi.ama artık anlamalıyım.Im not in britain anymore.

-baştan savma yapılan,basit çizimleri mükemmel çizilmiş ayrıntılarına kadar harika çizimlere tercih eder oldum.bundan dolayıdır sanırım birşeyler çizerken kasıtlı olarak kötü çizmeye çalıştığımı farkettim.

-bu gece bulunduğum bir kapalı mekanda yan masadaki adamın dayanamayıp sigara yakmasından aldığım güçle ben de bir sigara yaktım.beni gören bir kız çantasından sigarasını çıkarıp yaktı.onu gören ayaktaki dans eden çocuk cebindeki camel paketinden bir sigara aldı.10 dakikanın sonunda mekandaki herkes sigara içiyordu.kimse hiçbirşey diyemedi.imece güzel şey.

-selini seviyorum.

-finished

30 Kasım 2009 Pazartesi

gülc ve korku filmlerine genel bakış

gulce:
*nasil yani
*ölüm nedeni kötu mü
' melih:
*yok ecelleriyle ölüyorlar
*korku filmi abi
*LDKSŞJLDSŞLDAS

29 Kasım 2009 Pazar

back in memleket.klsjdflskadj

az önce odama gelebildim sonunda.
evet artık türkiyedeyim.
ankaradayım.

söylemek bile sinirimi bozdu lan.
elimde hayvan yükü bavullarımla kampüs servisine yetişmeye çalışırken karşıma çıkan o kocaman tabela;ST PETERSBURG bilmemne müzesi. gülcede kaldığımız yerin adıydı st petersburg spc.

son 3 günle ilgili birşey yazamamışım.
o yüzden de tek tek günleri anlatabilecek kadar şey kalmamış kafamda.

aklıma gelenler arasında nottingham üniversitesinin o devasa,anbilivıbıl ana kampüsü var,orada yediğim fish n chips var.
böğürtlenli cider var.artık türkiyede de cider sıtayl bira satılsın.neyse.
gatecrashers daki parti ,ve o partide yaklaşık 4 saat nefes almadan öpüşen çift i hatırlıyorum.
ben nefes darlığı geçirmiştim o derece.
hoodie giydim diye revolution adında bir bara alınmadığımı hatırlıyorum.bar ın onunde soyunmak zorunda kaldım.

zebra crossing. bizim deyişimizle yaya geçidi.buradakinden çok farklı tabi.200 le tır geliyor olsa dahi yaya geçidinde duruyor lan varmı böyle birşey.

indian food. tamatanga. dondurmaya bile mi baharat konur kardeşim.

insanlar. genel olarak ingilterede yaşayan insanalra baktığımda ilk dikkatimi çeken şey kibarlıktan naziklikten gebermeleri. herşeye mi thank you denir.hani hesabı istiyorsun thank you,hesabı veriyorsun thank you,para üstü alıyorsun thank you,soru soruyorsun thank you.sen thank you dediğinde aldığın cevap bile thank you.insanlar otobüsten inerken şöföre teşekkür ediyor lan.taksi şöförleri bye love have an amazing day diyor.türkiyede bir taksi şöförünün görüşürüz aşkım deme olasılığını düşünsene.
bir tane anket yapmak isteyen adama no dedik.adam thank you,have a great day,keep that smile falan dedi.çıldırmışlar.

ikinci olarak bu insanlar üşümüyor. may şit iz friğzing diye dolaşdığımız 7 gün 8 gece boyunca etrafta kızlar çırılçıplak dolaşıyordu.literally.çırılçıplak.bir tane etek veya külot tarzı birşey ve tişört en fazla.erkekler de nerelerini açacağını şaşırmışlar kızlar karşısında,etek giyme modası bile var.herkes bir hallerde.japon-kore popülasyonu kendilerini baya tarz sanıyor özellikle. boxerımın altına selinin topuklu ayakkabıalrını giyip çıksam,sonra da önümden geçen ilk insana omuz atsam,diyeceği tek şey "sorry" olur.adım gibi eminim.

başka ne hatırlıyorum.iğrenç şatları hatlırlıyorum.christmas shots.

lucky strike.

ASDA.

gülce ve selinin bacardi bacardi manyaklığı.

6 da kapanan alışveriş merkezlerinin son yarım saatine yetişme çabamız.

Merhaba topman,merhaba sneaker stores.

1 senedir türkiyede yetişemediğimiz mcdonalds kahvaltı saatine gatwick hava alanındaki mcdonaldsda yetişmemiz.

ne halt yesem pork çıkması.ahahahahah

bir italyan restoranında iddaaya giren gülcenin garsona can we get the CALCULATION demesi.

mikrofonla stand up yapan london national express şöförü.

christmas süsleri,çanlar.skittles.duty free çılgınlığı.gördüğü her sandviçe saldıran sevgilim,artık alıştığım,hatta konuşurken dikkat ettiğim biritiş aksanı.

şu an yine kötü hissettim.
hayatımda yaşadığım en güzel günlerdendi lan.
baya iyiydi.devamı olmalı.

o değil de bütün hafta insanlara çarptığımda pardon deyip britain halkını dumur ettikten sonra ankara otogarda çarpıtığım bıyıklı amcalra refleks olarak sorry demem en güzeliydi.

daha da güzeli adamın tekinin taşıdığı poşette ucunda kadın kafası olan bir muz resmi eşliğinde ASAL MUZ,TÜRKİYENİN LEZZETİ,tıklayın gönderelim yazmasıydı.

şimdi uyuycam.

hello ankara.

edit:hığ st petersburg müş. st peters court lan. s p c hani. ah melih fail melih.

edit2 : en önemli şeyi unutmuşum.tabiki herkese rahatça küfür edebilmek. mesela sana çarpıp sorry diyen birine sensin sorry orospu diyosun anlamıyor.

yarrak kafalılar diye bağırıyosun yeaaah diyorlar.daha büyük eğlence mi var.

25 Kasım 2009 Çarşamba

day 4

cherry burton da uyandigimiz dorduncu gunde kahvalti yapip direk yola ciktik.off to YOOORK.
Bade yavrum sagolsun arabasiyla 1 saat yol gitti bizle.arabada where is my mind caliyordu ve yagmur yagiyordu/artik evlerden bahsetmek istemiyorum bile.yol kenarlarında dikkat geyik çıkabilir tabelaları vardı.

york baya iyi bir yer.christmas suslemeeri olaylari burda tavan yapmis durumda/agaclar yanip sonmekten cilgin atiyor.can sesleri var heryerde.bir de cok gzel churchler var.birseyler aldik kendimize.sonra bade biz cok eski bi pub a goturcegin isoyledi.boyle kocmn bir nehirin kenarina kurulmus,cok iyiydi,magners a bagimli oldum bu arada .normal bira baya kotu kaliyor bunlarin yaninda.

aksam yorktan dondukten sonra beverleye emrenin restoranina gittik.deli gibi yedik.
sonra disari ciktik.tesco da mighty boosh un kitabini buldum abi.tek saniye dusunmeden aldim.

gece 2 gibi nottingham a geri donduk.

bu arada yeni tatlari deneme cabam bu aralar basima baya dert olmakta/mesela prawn cocktail pringles hayatimda yedigim en cirkin sey.daha da kotusu heinzin konserve spagettisi.

su anda selin sirf bilgisayarda durmiyim diye koluma sumugunu suruyor zipliyor falan.bugu ikea ya gidicekmisiz.

24 Kasım 2009 Salı

day 2 n 3

nottingham daki iknci gunumuze oglen 3 te basladik.cunku ertesi gece gate crushers denen 5 katli bi castle dan bozma club da allahimi kaybettigim icin 15 saat uykudan azi kesmedi.ne kafaysa mcdonalds da yemeye karar verdik.big tasty diye bir sey yedim.boyle igrenc bir hamburger yok.

zaten hava 4 te karardigi icin yemegi bitirdigimizde sokak isiklari yanmisti.cok guzel oluyor etraf.christmas agaclarinin isikalri yaniyor.boyle meydanda bir tane buz pateni pisti var.orasinin isiklandirmalari cok guzel.

daha sonra gulce bizi sehir merkezinin azcik disinda illegal bi kafeye goturdu.eski bir fabrikadan cevirme.nargile falan satiliyor.orda ven le bulustuk.boyle yaziliyordur heralde.gulcenin arkadasi.

gulce kafedekilere benim resim cizdigimden bahsetmis.sahiplerinden biride yanima gelip giristeki boarda birseyler cizip cizemeyecegimi soru.cizdim bende birseyler,bok gibi oldu ama cok begendi adam.dusunsene orda duracak o resim ben gittikten sonrada.cok deigisik.

geceye dogru chiquito diye bir mexican restoranina gittik ayi gibi ac oldugumuz icin.chicken nachoyu paylastik gulc le.ven le selin garip birseyler yediler.

neyse artik day 3

gulcenin okuluna gittikk.the university of nottingham.boyle guzel bir okul yok.hayran oldum.gulce dersteyken bir tane cycle path buldu kdisarda orada yuruduk.ordekler var okulda lan.golet var,

gulce derste ncikinca birkac arkadasyla tanistirdi.bir tanesinin adi saman.ildigin saman.kjshdjkdsf

aksam gulcenin dayisi bizi aldi ve hull a dogru yola ciktik.
uyumamak icin zorladim kendmi.yoldaki tabelalar falan o kadar guzeldi ki. where is my mind caliyordu o anda/
chesterfield,sheffield,leeds diye tabela takip ederken uyumusum.uyandigimda hulldaydik.ingilterenin en kotu dedikleri yeri benim icin cennet yine tabiki.hryere isikalr.yine binalar istisnasiz castle.emre nin esi badeyi bulundugu alisveris merkezinden alip restoranlarina gittik.birseyler ictikten sonra beverleye yola ciktik.evleri ordaydi.yolda cok sevdikleri bir pub varmis. bay horse adinda.oraya gitttik.irish pub iydi sanirim/magners diye tatli bir bira ictim.selinde blueberry iceren r bira icti.maviydi bira.

cok eglendik lan /mukemmel bir cift badeyle emre.jack diye kopekleri var.dunyanin en guzel kopegi.evlerina bayildim zaten.sokak desperate housewives daki mistery lane e benziyor birazdan cikip jack i gezdirmek planim ahahah.

peki evde raki ve birayla cigkofte partisi vermemeiz.turk adetlerini ingilterede ogrenmemiz.kader.sfjadfasd.

hayatimda icmedigim kadar bira icmisim sanirim bildigin sizdim cunku.
jack bildigin cildirdi havliyor.

cya.

22 Kasım 2009 Pazar

england dieries day 1 o zaman

simdi oncelikle.evet bu 7 gun boyle surucek.
like I everyfuckin minute say,Im doin this for me,not you guys.I need some solid stuff to remember what I experienced.
niye inigilizce bilinmez.

bugun sehire indik.sehire inmek ne salak bir tabir.
nottigham baya iyi.baya.baya.
once alisveris yerlerinde takilip sonra 1 pound store lardan birine girip durulduktan sonra aksam olmustu zaten.sokaklardaki christmas isiklari yagmur hersey mukemmel lan.birkac tane club tarzi mekana goz attik.hatta bir kilapta beetlejuce kiligina girmis biri vardi.

aa new moon a gittik.insanlar sinemaya topuklu ayakkabiyla niye gelir.daha onemlisi niye ciplak gelirler.
ben sinemada reklamlari izlemeyi cok severim ama bu seferki yarim saatli kreklamlari izlemek en mukemmeliydi.
sinemada nuvv muuun diye bagiran insanlar daha iyiydi.turkce klavye olsa iyi olcakti.o u larin ustune nokta koyarak okuyun.edward diye aniran vuhulayan bir kutu insan ve tatli patlami; misir ve dr pepper.

eve donup ne yaptik sonra,breeze bacardi diye birsey ictik.asitli alkol fena olmuyormus.simdi bir kiz geldi.odada .british sanirim.

gece hayati baslasin o zaman.cikalim biz.

21 Kasım 2009 Cumartesi

england gunlugu baslasin

ellog,
evet.sonunda oradayim.sonunda burdayim.
ingilterede nottinghamda gulcenin odasindayim.
dun geceden beri de uyuyorum.

cok ilginc lan.hava alanindan itibaren yavas yavas azalan turkceyi kaybedecegini bi kere daha ucakta anliyorsun.gitgide artan durmadan artan hic bitmeyen british aksani sinirlerimi bozmaya basladibile.tren metro taksi.ha taksi demisken.taksicilerin gercektende hepsinin indian,arabic kokenli olmasi akillara zarar.sagda duran soforlere hicbirsey demiycem.

eger pound kafasina alisirsaniz herseyin cok ucuz oldugunu dusunebilseniz de oyle bir dunya yok.
ama mesela pringles 1 pound,ne bileyim jack daniels absolut smirnof gibi ickiler maksimu 10 pound.10 pounda baileys aldim mesela.bir de dn dagdan dusmusuz gibi elimizde bavular gecenin korunda alisveris cilginligimiz vardi.

gulcenin city center dedigi yerden de taksiyle gectik gece.abartisiz inanilmaz bir yer/butun binalar ama butun binalar m castle style olmak zorunda.hepsi diyorum.

sokaklarda geen ciplak kiz ve erkekler,bir de gulcenin aldigim duyumlarla nottingham da gece hayati london dan sonra da gelse bir numaraymis ogrenci populasyonunun fazlaligindan.
gulcenin yasadigi yerde malum herrrkes ogrenci.uyuma dedikleri birsey yok.nonstop parti modunda butun hepsi.dun cok yorgun oldugumuz icin katilamadik.sadece sabaha kadar dublaj mod british aksani dinledim.

hersey harika.

mesela ingilterede bile olsam.az sonra kahvaltida sucuk yiyebilirim/bu arada burada burda ekmek dedikleri sey baksa bisi.yemeniz lazim.

bu kadar simdilik.

19 Kasım 2009 Perşembe

friday,Im in love

yarın cuma.yarın gerçekten de cuma.
yarın saat 6 gibi london gatwick'te,7 yi biraz geçe st pancras'ta,9.30 a doğru da nottingham'da olacağız.sanırım.
hatta birazdan eşyalarımı toplamaya başlayacağım.
baya iyi olacak.
baya.

15 Kasım 2009 Pazar

elo

Akşam saatlerini,mümkünse dışarıda geçirin.
ama bahsettiğim akşam,10-11 falan değil.böyle havanın yeni karardığı,sokakta ışıkların yavaş yavaş artmaya başladığı saatler var ya,işte o zamanlar.hatta bir de geçtiğiniz sokakta o ipe asılı ampullerden olan manavlardan varsa,gidin orda işe girin.nasıl güzel bir manzaradır o.

Bir de kızılayda ,güvenpark taraflarında karşıdan karşıya geçme olayı var.gerçekten de olay.karşıdan bir 150 kişi,bizim taraftan bir 150 kişi,savaş sahnesi gibi.çok komik sahneler canlanıyor kafamda o zamanlarda.

İnsanlar artık o türbe yeşili adidas eşofmanlarının paçalarını bir daha üzerlerinden çıkaramayacakları derecede daraltmayı bırakmalı bence.

Günde bir öğün yemek yemeyi alışkanlık edindim.bu kötü bir alışkanlık.ikinci bir öğün yemek lüks geliyor.

İngiltere'ye gitmek için bir aydır uğraştığım vize davam sonunda sonuçlandı.aldım vizeyi.kulağa çok garip gelse de cuma akşamı bu saatlerde nottingham sokaklarında olmayı planlıyoruz.Akşam yemeği yiyip döneceğiz.paramız sınırlı.

Vize demişken.yaklaşan vizelerin olası acısını arkalarımda hissetmeye başladım bile.

Geceleri dışarı çıkıp çok geç saatlere kadar ekstrim vakit geçirdiğiniz zamanalrın sabahında 15 saat dahi uyusanız kendinize gelemiyorsanız,yaşlandığınızı kabullenmenin vakti gelmiştir.ve evet yaşlanmaktan bahsetmek için bir hayli genç olsam da bu böyle.hatta doğduğumuz gün yaşlanmaya başlamıyor muyuz ki diye de felsefik arabeske bağlarım.

Birazdan zeytin ezmesi,lavaş ve çay eşliğinde sigara içeceğim.

ciao.

yaz olsun kış olsun





11 Kasım 2009 Çarşamba


en güzel içecekler listesinde yerini aldı welch's.
bir 12 pack sipariş ettim.
bizi bu içecekle tanıştıran arda arkadaşımıza,ve senenin en güzel dersi ingiliz dili edebiyatı için arda hocamıza teşekkürler.
imza tülay.

2 Kasım 2009 Pazartesi

öksü

hastalanmak çok kötü bir şey.
ben hiç hasta olmam mesela.4-5 senede bir belki.
ama o zamanlarda çok kötü geçer.
işte bu sene olanı en kötüsü.
5 günlük tatilimi odamda geçirmeme neden olan bir hastalık.
öyle ki ambulansa binip acile gitmeme neden olan bir hastalık.
korkmayın lan.domız gribi değil.biliyorum şüphelenmiştiniz.grip bile değil aslında.
doktorun tanısına göre boğaz enfeksyonuymuş.
ateşimi 39 buçuğa çıkaran bu şey yüzünden serum yedim,onu bırak,hayatımda ilk defa kıçımdan iğne yedim.çok seksiydi.
her gün yeni bir olayla uyanıyorum.güne güzel başlamak bir yalan oldu.mesela bu sabah uyandığımda da gözlerim içi kan toplamıştı.
en güzeli de,konuşurken hatta nefes alırken bile öksürmem.
bu yüzden 1 haftadır sigara da içmiyorum.
işte böyle.
bu yazının amacıda bu kötü halimi anlatıp duygu sömürüsü yapmaktı.
olay bu saatten daha daha çok yalnızlığın verdiği ezikliğe dönüştü gerçi.
odada yalnız yatmak falan.kendimi zatürre olmuş sezercik gibi hissetmedim değil.
bu zamanalrımda yanımda olan sevgili arkadaş gezemesecekene ye şükranlarımı sunarım.lksadlf.
ne diyordum.he evet,eziklik.mesela annemi aradım.böyle kanser olmuşum gibi anlattım olayı.
bana mandalina ye dedi ya.
mandalina.

27 Ekim 2009 Salı

selam kolaj

seksi kızların etek altı resimleri için tıkla;)

ruğya gibi her hatıra.

kendinizi rüya görmeye şartlandırıp uyuduğunuzda harika rüyalar görebiliyorsunuz.
mesela ben dün gece harika bir maacera filmi izledim rüyamda.
başrolünde lindsay lohan vardı o ayrı.
diyeceğim o ki deneyin.bir zararı olmaz.

26 Ekim 2009 Pazartesi

bit.

kampsüte 500e yakın,belki daha fazla polis amca,jopları,hayvani boyuttaki silahları ile 300spartans cılık oynayıp,biber gazlarıyla istop oynarken,benim communication skills dersinde job interview yapıyor olmam çok ağrıma gitti.hüzünlüyüm.

"-are you planning to have some special methods for teaching kids in future?
-yep,punching them in the face."

bir de vize işlemleri denen evre bitsin artık.bitsin.bitsin.

25 Ekim 2009 Pazar

  • aklımda söyleyecek çok şey olup,onların hepsini birbirine güzel bağlaçlarla bağlayamayacak kadar yorgun olduğum zamanlarda maddeli entry giriyorum.
  • başım çok ağrıyor.
  • bugün günlerden pazar ve birisinin beni pazar kahvaltısına davet etmesini beklemiyor değilim.bu saatten sonrakine brunch deniyor ama neyse.
  • 2 gün önce sadece bar'ın adı marilyn monroe diye,bir partiye gittim.partide sadece duvarlardaki resimlere bakıp,falım sakız çiğneyip,insanları izledim.
  • niyeyse mtv ema için heyecanlıyım.delilik.banane sonuçta.eurovision kafası deniyor sanırım buna.
  • dün bütün gün selinleydik.baya iyiydi.arkadaşlarımdan bazılarıyla tanıştı.sevdi sanırım hepsini.mutlu oldum.
  • gop kitchenette in nişantaşı kitchenette den daha güzel olduğu kanıtlandı.
  • apple martini nin tadı elmalı prili azcık andırsa da ben sevdim.
  • hala dün sabah mekdanılds da yemediğim 2 nugget ı düşünüyorum.
  • bir sürü dunny'm oldu.
  • yazacağım şeyleri unuttum sanırım.

23 Ekim 2009 Cuma

son dakika

bu gece kampüs genelinde yaşanan ufak çaplı elektrik kesintisi,öğrenci evlerinde kaosa yol açtı.kendilerini odalarından dışarı atan çılgın gençler,koloniler halinde telefonlarının ışıklarını açarak kudurdular,birbirlerinin odalarına daldılar,fırsattan istifade sigara yasağını çiğnediler.
elektrik kesintisi sona erdiğinde kampüs sakinleri normal hayatlarına geri dönmekte zorluk çektiler.

melih çebi
hü tv
ankara.

21 Ekim 2009 Çarşamba

time traveller's wife filmine gidin.
anlat flmi deseniz anlatamam ama çok yaratıcı bir film.gidin işte.yada gitmeyin banane.

bir de ebayden aldığım her şey bugün elime geçti.huzurluyum.

19 Ekim 2009 Pazartesi

hayat hep haftasonu tadında geçse.sabahlasak.uyusak,uyansak yemek yesek,biryerlere gitsek,birileriyle takılsak,yemek yesek,sevdiğimiz şeyleri yapsak falan.ama o pazar gecesi bitmese.pazartesi girilecek isimleri bile beş para etmez dersler olmasa.
ne dersiniz
hoş olmaz mıydı?
diye de bir reklam vardı.

18 Ekim 2009 Pazar

pazar sabahları böyle hep beraber aile kahvaltısı yoktur bizim.hırsını kampüsten çıkarıyorum.20 kişi kahvaltı yapacağız yakında.çok eğlenceli ama.

16 Ekim 2009 Cuma

noldi.

astral seyahat ne ya?
bu gece masada oturan 15 kişinin onbeşinin de mi astral seyahat hikayesi olur.hepsi biryerlere gitmiş.yok kemikleri gıcırdamış titreme gelmiş.yüzüsttü yatağa yatıyormuşun da 3.boyuta geçiyormuşsunuz.o ne lan.
hepsi de ciddi.yaşamışlar bunu yani.
ilginç.çok ilginç.
bir de kampüs dolaylarında adı çıkmış özel güçlere shaip bir kız dolanıyormuş.milletin odasını,giydiğini falan biliyormuş,işi yok heralde.

garip olaylar dönüyor.

13 Ekim 2009 Salı

body of lies şlkfşasldşas

hayatımda gittiğim ilk "gerçek" futbol maçı bir amerikan futbolu maçı oldu.diye birşey yazdım az önce tividırda.amerikan futbol maçı mı olur yoksa amerikan futbolu maçı mı. neyse konu o değil.
maç bizim okulun takımı red deers ve wariors isimli sanırım gaziye ait bir takımın arasındaydı.
hava karardığı için sahanın 4 yanındaki ışıklar açılmış.tribün insanlarla dolu.bilmemne.hani o heyecanlı ortam havasıan girmemek mümkün değil.
oturduk.
15 dakika geçti ,yarım saat geçti.yok.hiçbir heyecan yok yani.ben amerikan filmlerindeki gibi bir kapışma.saha çapında koşuşturma bekliyorum.
bulduğumuz tek şey,hayvanlar gibi anıran karşı takım-ki HAYVANLAAAAR! diye de bağırmadılar değil-,hakem düdüğü ve 5 saniye sonrasında 20 ayının altında kalan bir çocuk.ama makismum 5 saniye.
ne oluyor ne bitiyor anlamıyoruz.kimse anlamıyor.
maçın sonuna doğru sahanın kenarında kukır yada goldın cinsi köpeğiyle oyun oynamaya başlayan üniformalı küçük çocuk da olmasa,o "amerikan" futbolu denen şeyin havasından eser olmaycak.
yıllarca kandırılmışız.
bir de götlerini portakal gibi gösteren şey taktıkları pedmiş.

ha bir de kampüste ilk kez yemek yaptım ben.krema soslu mantarlı spagetti yaptım lan.o hazır soslardan değil böyle mantarlı temizledim bildiğin.çok güzel oldu.eline sağlık falan dediler.gurur duydum.bir de cordon bleu.
işte böyle birşeydi bu da.

piknik tipi

şu üniversiteye geldiğimden beri ilk defa bir öğretim görevlisinin dersinde gerçekten eğlendim.
mor hırkası,sarı pantolonu, göğsüne kadar indiğini iddaa ettiği erotik dövmesi,içimde bir civciv yatıyor,arı olsam kraliçe arı olurdum bedava seks,verip kaldığım için 36 yaşında bekarım gibi ilginç muhabbetleri,ve en önemlisi anlatması gereken ders için " ay çok sıkıcı bu bee" diyip vizede çıkacak kağıtları dağıtarak,konu yerine "kezban pariste" filmini anlatmasıydı.

İngiliz dili edebiyatı ve tet dersleri bu dönem eğlenceli olacak.

9 Ekim 2009 Cuma

2 gündür pasaport işleriyle uğraşıyordum.teknik olarak 1 aslında.neyse.
emniyet müdürlüğü çalışanlarına etmediğim küfür kalmadı.pasaport lan bu.ayakparmaklarımın izini almadılar bildiğin.

bildiğin dedim de,yeni oda arkadaşımın tespitine göre bildiğin kelimesini aşırı kullanıyormuşum.bir de aşırı kelimesini.bildiğin öyle dedi yani.sdfgfsdfg

bir de ben bugün krep tavası aldım lan.2.senemde aldığım ilk gerçek mutfak eşyası.krep tavası.mavi böyle.oğyemen.

bu kadar şimdilik.

5 Ekim 2009 Pazartesi

wheelers


revolutionary road filmini izlerken yaptığım 80 tahminden hiçbiri tutmadı.filmin akışını tahmin edemediğimiz için ödül almış heralde.
coğkin.
tavsiye ediyoruz.

4 Ekim 2009 Pazar

ankaradaki hayata baya hızlı bir başlangıç yaptım sanırım.
üstelik daha ortada ders falan yok.
yeni odamda oturup sadece online dizi izleyesim falan var bilog.
ama nedense yemek için dışarı çıktıktan sonra yine uzun süre odaya dönemeyecekmiş gibi hissediyorum.
neyse.güzel gidiyor güzel.
bir de şu dudaklarım düzelse.

28 Eylül 2009 Pazartesi

Im in a balloon,Im going to moon.


çok küçük yaşlardan beri bu hot air balloon denen araçlara karşı büyük ilgim var.
hatta çok önceleri de bahsetmişimdir kesin karper peynir kutuları ve uçan balonlardan air balloon yapma çabalarımdan.
pixar ın up filmi yaklaştı iyice.oradan aklıma geldi.

27 Eylül 2009 Pazar

oğ maddeli entry

  • Tekirdağ'ın İzmit'i sollayacağı iki şey var.Biri deniz manzarası,diğeri de gökyüzündeki yıldızların fazlalığı.ha bana sorarsanız ne tekirdağ ne izmit o ayrı.
  • kağıt yapıştırıcısı ve makasla yaptığım kolajlar,dijitallerinden daha zevk veriyor bü ara.
  • geçen gece gittiğimiz terkedilmiş sinemadaki filmin adı" pek yakında"ydı.shutter filminin yaratıcısından yazıyordu altında da.gerçekten yaratıcı.o film o 15 kişi kapasiteli sinemadan başka yerde vizyona girmişmidir bilmem ama tavsiye etmem gitmeyin.
  • karacadan bilmemkaç parça yemek takımı 695 yerine 574 tl diye giden bir reklamın akılda kalıcılığı sorgulanır.reklamı duyanın eşine dostuna anlatmaya çalıştığını düşünsene.
  • gossip girl'e dedikoducu kız diyen e2,mad men' e neden deli baltalar demiyor diye düşünmüşüm birkaç gün önce.
  • dürbüne telefonumun kamerasını dayayıp fotoraf çekmeye çalıştım.işe yaradı.
  • bu aralar yaptığım her hareketin dejavu hissi vermesi garip.mevsim değişikliğine yormak istedim.dejavu da komik kelime.anşante gibi.
  • bir kaç gün önce kaldığım bir evde,kenarında memeleri elbisesinden fırlamış,mal tipli bir kadın figürü oturan bir küllük vardı.orada kaldığım süre boyunca sigaramı kadının memelerinde söndürdüm.eğlenceliydi.
  • bira bardağında kakaolu süt içmek garip bir his.ama bence bir tek ben yapmıyorum bunu.
  • şanslı doğan insanlar vardır.şansını yaratmak için çabalayanlar vardır.bir de şanssız olduğunun farkıan bile varmadan mutlu mesut yaşayanlar vardır.3. grup favorim.
  • karikatür dergilerini tersten okuyorum.tersten derken.son sayfadan başlıyorum yani.
  • ilk defa dün gece,hiç olmadığım kadar,yürüyemeyecek kadar sarhoş oldum.ve bu hale inanması güç ama fazla miktarda "kokteyl" le geldim.o gece thrillerdaki zombi dansçılar gibi hissediyordum.
  • ilkler demişken.20 yaşına gelmek üzereyim ve yine bu zamana kadar ilk kez,babam,semih ve ben ev ortamında birlikte takıldık.takılmak dediğim de televizyon izleyip lahmacun yemek.
  • ankara'da jokerdeki şarkıları çalan bir gece külübü olsun isterdim.çalışınca oluyor.
  • alakasız.
  • ankara demişken.3 gün sonra ankaradayım.

21 Eylül 2009 Pazartesi

ağy hağrt iğbey.

evet.
ebay'in bu bidding olayı bende fazlasıyla adrenalin yaratıyor.
mesela bu gece 3 tane dunny için yarıştım bildiğin.
böyle 1 dakikadan az bir süre kala şırfıntının tekiyle açık arttırma yarışına girdim.
ama ben kazandım.
alıcam dunnyleri.
vurucam kırbacı.


*niye şırfıntı bilinmez.nikinden de anlamadım cinsiyetini ama.bence kızdı o.çok orospuluk etti çünkü.dakikalar kala bid verdi.gerçi benim de planım oydu.neyse.
winner me.
loser şırfıntı.



Congrats ! You won this item in the last few minutes.
ağzını yerim ebay.

19 Eylül 2009 Cumartesi

12 Eylül 2009 Cumartesi

ben de maddeli entry girmek istiyorum.

  • aneğ,bir bastım pıt diye nokta çıktı,niye mutlu olduysam.
  • satır atlayınca da oluyormuş.olayı bu sanırım.neyse.
  • o zaman genel şeylerden bahsedelim.mesela yemeklerin resmini çekmeyi sevdiğim doğru.zaten farketmişsinizdir.
  • yemek demişken selin mükemmel sufle yapıyor.
  • geri kalan herşey bana ait o ayrı.lkdfsjljdfsk
  • en son dana etli noodle yedim ve mercimek çorbası içtim.merak etme aynı anda değil.
  • moleskine kafası sağolsun bu aralar yaratıcıyım.
  • günün birinde sanatla ilgili bir meslekle uğraşacağıma neredeyse eminim.gidip inşaat mühendisliğini bitirsem bile.
  • boncuk,hayatımda tanıdığım en garip kedi.kedi kriterlerine uymuyor daha doğrusu.hiç bir kedi ayağının tam yanına kıvrılıp yatmak için sabaha kadar yanında,yatağa gitmeni bekler mi lan?ben bilmem.
  • facebook oyunları oynuyorum.evet.hangi renksin?hangi aşkı memnu karakterisin testlerinden daha eğlenceli.
  • 3d sinema baya iyi birşeymiş.ama yine de klasik sinema derim ben.insanın gözünü sikiyor bir yerden sonra.
  • erkekler için alışveriş,tek başına yapılması gereken bir şey bence.hatta en güzeli internetten yapılanı.
  • "ben bu tarrz müzik dinlerim işte buyum,aaa sen böyle apaçi müzikler mi dinliyoson" tribini aşalı dört beş sene olmuştur.
  • kaç nokta oldu acaba.
  • neyse bitti.

9 Eylül 2009 Çarşamba



meraba bilog,
komedi meks izlemek ve selinin annesiyle telefon görüşmesini dinlemekten sıkıldım.
thats why Im right here.
şuna karar verdim ki,simste yaşayan bir sim olsaydım,cooking skills im tavan yapmış olurdu son günlerde.feci yemekler yapıyorum,kahvaltı olsun,arasıcaklar olsun,ara sıcak ne lan?neyse,tatlı bile yaptım.
ilk defa hayatımda sanırım.
öyle işte.
bugün bilgi aradı beni birde.konuşan kadına ne oldu kadın,dolmadımı kıçı kırık okulunuz ha? diye ezmek istedim ama yapmadım.
konuştu kendi çapında kayıt yaptırmadınız falan diye.
ben de ben zaten hcettepeye gidiyorum burssuz nye giriyim ki o okula dedim.
oye men.bunu dedim.
sonra bana rüşvet teklif etti.ne kadar burs istiyorsun len dedi.
bende yüzde yetmibeş olursa düşünürüm dedim.
oda döncem ben sana dedi kapadı.
sdllsd böle anlatınca eğlenceli oldu lan.
neyse,selin telefonu kapadı.çayna lotusdan çin mantısı söyleyecekmiş bilgisayarı istiyor.
cya bilog.

1 Eylül 2009 Salı

back to reality

hani bazı zamanlar vardır,akşamüstü işten veya okuldan eve döndüğünüz,kafanızda akşama dair planlar ile kulaklığınızdan gelen sevdiğiniz müziğin sesleri birbirine karışmıştır.
ama güzeldir.mutlusunuzdur.
adımlarınız dinlediğiniz müziğin ritmiyle uyum içerisindedir.
böyle akşamüstlerinde genelde hava da çok güzeldir.ne sıcak ne soğuk.
kendi klibinizi çevirmekle o kadar meşgulsünüzdür ki çevrenizle bağlarınız yarı kopuk durumdadır.
işte tam bu zamanlarda,yolun kenarında oynayan çocukların topu kazayla tam da bulunduğunuz yöne doğru uçar.
o an istersiniz ki;
müziğinizle uyumlu kuğl yürüyüşünüzü de bozmadan,artistik bir hareketle topa vurarak,yürümeye devam etmek,arkanızda kalan çocukların yüzündeki gıpta ve şaşkınlıkla karışık gülümsemeye karşılık vererek yola devam etmek falan.
tıpkı reklam filmlerindeki gibi değil mi?
ama öyle olmaz işte,en azından bana öyle olmaz.
ya müziğe kendinizi feci kaptırmışsınızdır,gerçek hayata o salak plastik topun alnınıza yapışması ile dönersiniz.
ya da şanslısınızdır,topu daha önce farkedip artistik vuruşunuza hazırken,top uyumlu açıdan gelmez yanınızdan uçup gider.komik bir durumda kalırsınız.
yok olmadı;vuruşunuzu topa isabet ettirmeyi başarırsınız,fakat futbol yetenekleriniz o kadar sınırlıdır ki,yaptığınız vuruşla topu çocukların tam da istemediği yere,yolun ortasına falan atarsınız.abartacak olursak bir de topun üzerinden otobüs geçsin.
hani hiç dokunmasanız daha iyi.

gerçek hayat böyledir.
benim için böyledir en azından.
Bu durum da her zaman başıma gelir,bugün de gelmiştir ondan yazdım.başka bir nedeni yok.

o yüzden siz siz olun,böyle anlarda o anın büyüsünü bozmayın,dümdüz devam edin yola,bırakın çocukları da toplarını da,uçsun istediği yere.arkanızdan yiyeceğiniz küfürleri de düşünmeyin.ne de olsa kulaklıklarınız kulağınızda.

ha ben çok iyi vururum topa futbol hayatımdır,diyorsanız o ayrı.
neyse çok uzattım.köşe yazısı gibi oldu.
bitti.

30 Ağustos 2009 Pazar

ben değil bilgi kaybetti.sfgfdgdsg.





ulan bilgi,senin için üç gün sabahın köründe uyandım lan.çok kırdın beni.çok.
beni kaybettin.
dfvddffs

28 Ağustos 2009 Cuma

merhaba.
ne kadar ciddi oldu.
merhaba,ben melih çebi,akşamüstü anahaberleriyle karşınızdayım.
tamam.

söylemek istediğim şeyler var.
mesela china lotus.ciddi anlamda, noodle'a karşı uzun zaman önce kaybettiğim deli ilgiyi,bünyeme geri kavuşturdu.bu cümlede bir sakatlık var ama kader.
baya iyi.varsa yakınlarınızda bir yerlerde.durmayın hemen bir danaetli noodle,bir de çin mantısı söyleyin.hadi bakalım.biz bir gece içinde iki kez bu eylemi gerçekleştirdik mesela.az daha üç oluyordu.

sonra ikinci olarak,bilgi üniversitesinin sözlü mülakatı için net 4 saat bekledikten sonra,mülakatın on kişilik bir jüriyle yapılacağını,mülakat sırasında o 10 güzel insana angut şekilde bakarken öğrenmem güzeldi.

çok da birşey yokmuş herzamanki gibi.
ya da unuttum.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

dün bilginin ikinci uygulama sınavı için kabıl edildiğimi, sınav sırasında öğrenmem güzeldi.
sadece mülakat kaldı.
ama herkesin dedikleriden midir bilmem.korkmaya başladım bölümden.burslusundan daha doğrusu.
neyse bonj geldi.
kahvaltıda ne yiyeceğimize karar vericez.sfşsdfd

24 Ağustos 2009 Pazartesi

blogumu apdeyt etme zamanı.2 gündür selins.
bugün bilginin genel kültür sınavına girdim.götüme fena girdi.
sonra uygulama sınavına girdim.bu sefer ben girdim.
böyle.
sonra cicoşa gittik.aslında adı uniş ama ben cicoş diyorum.
sonra bir noodle a 15 tl verilir mi.veriliyor mesel.
a.
midpoint gerzek biryer.nişantaşındaki.
bütün garsonlar zeka geriliğinden 5 yıl yatar mesela.
tiramisuyu beğenmedim 4 veriyorum.
gülce delirdi şu anda.
heykeli yere düşürdü.heykelde bir ton.
bir de dün gece sinemada selin bir kova mısır yedi.
xxl kova.
bunu a bir anahber bülteninde yayınlamadığım kaldı ha.
böyle.
mtv de şakira var.
bir andabir sessizlik oldu.doğan gülce ve selin ölüm sessizliğinde.oyüzden klavyemin tıkırtısı absüt oluyor biraz.
bukar.
ar.

edit:bu kadar imla hatasını hangi kafayla yaptığım muamma.hem de atiyeden.

21 Ağustos 2009 Cuma

7-8 yaşlarında annemin aldığı sarı yeşil,üzerinde maymunlar olan cüzdanımı buldum.
hem de ananemin dikiş makinesinin içinde.
ananem demişken.
onların evinde,bildim bileli bir tane duvar saati vardır.ahşaptan,böyle altındasallanan sarı bi yuvarlak metal olur.belirli saatlerde "dinnn donnn" şeklinde öter.antrede duran bir saattir.
o saatin sesine o kadar alışmışım ki,evin bir parçası gibi geliyor.
neyse geçen gece,saat 2 ye doğru ananemlerde mutfağa gittim içecek birşeyler bulmak için.
herkes uyuyor.işte tam odaya dönerken "dinn donn dinnn donn" diye iki kez çaldı saat inledi ev.
kulağım alışık olduğu için yadırgamadım,ama bu yadırgamama durmu 5 saniye kadar sürdü.
çünkü unutmuştum ki o saat 1 sene önce,bozulduğundan mı nedir kaldırılmıştı antreden.
hasiktir modum ile odama götüm götüm* yürüyüp uyuduğum bu gecenin sabahında hiçbirşey olmadı.
ama tam şuanda şunu yazarken hatırladım ki o saat yatak odasında ve hala çalışıyor.
ahahah.
doğaüstü olaylara bilimle açıklama getirdim.
fksljdfksjdlf.


işte bu kadar.

*götüm götüm ilerlemek lafı bana çok komik geliyor,kullandığım için mutluyum,burdan askerdeki oğlum zübeyire selamlarımı yolluyorum.

18 Ağustos 2009 Salı

biz bugünü sevdik lan




gözlükler benden daha çok yakıştı ona o da ayrı.
bilginin santral kampüsünü sevdim o da ayrı.
en ço kda vesikalık fotorafımdaki,burnumun ucunda nazarlık bırakılan ışık hüzmesini sevdim o apayrı.

16 Ağustos 2009 Pazar

geleceğe dönüş kafası

sevgili dünyalı,veya herneysen.
bu mektup sana.
şu an 2009 yılının ortalarındayız.
2012'de dünyanın sonunun geleceğine inananlar var.
herşeyin sonu birşeylerin başıdır kafasıyla bu mektubu sana yazıyorum.
böyle de bir söz yok freestyle yaptım bildiğin.

Söylediklerine göre bulunduğumuz çağı teknoloji çağı olarak adlandırabilirmişiz.
topu topu 10 sene olmamıştır internet denen teknoloji'den yararlanmaya başlayalı.
işte eğleniyor insanlar bilgisayarlarının başında.
sonra iletişim sektöründe baya gelişme kaydettik bence.
yine 10 sene önce ;kocaman antenleri olan,içinde mucize yılan oyununu barındıran telefonlara taparken,bu aralar dokunmatik ekran telefonlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıymış gibi davranıyoruz.
bir 3g var.ben diyeyim üçge,sende trici,ya da sen kendi dilinde oku bence.herkes öyle yapıyor.
görüntülü konuşma.
ben henüz denemedim nasıl bir şey ama,çok popüler bu aralar.
en salak televizyon reklamları da bu yeni teknolojiye çekiliyor bu aralar.
reklam dedim de.
o sektör de hala berbatız sanırım e.t.
sana e.t. diyim ben.bir adın olsun.
işte evet,bir ara gayet yaratıcı,eğlenceli reklamlar vardı,oturup izledikleirm bile oluyordu ama,
şu an 80lere dönüş yaşıyoruz reklam teknolojisinde.
anlamsız cingıllardan oluşuyorlar.
nazo ve fançoz reklamı favorilerim benim.
sinema tv endüstrisinde fantastik yapımlar zirvelere oynuyor.
süper güçler,vampirler,dünyanın sonuna dair filmler çok rövaşta.

bir de beyin yıkama özellikleri olan;arka sıradakiler,selena,bez bebek,perfinya gibi gençlik dizileri var.

eğitim sektöründe de fazla bir değişiklik yok,hala istediğimiz parayı kazanmak ve içimizden gelen iş iyapmak için üniversite eğitimi almamız gerekiyor.

neyse e.t.,böyle işte,cep telefonuma ço kgüzel oyunlar yükledim,onları oynayacağım birazdan.ölürsem hakkını helal et e.t.
et e.t.
ahahahha
bitti.

14 Ağustos 2009 Cuma

sırada reklamlar


net tarihi hatırlamıyorum ama,,heralde bir 5-6 senedir interneti kullanıyorum.
böyle sayı olarak söyleyince ne kadar küçük gözüktü gözüme,çok da olmamış aslında,neyse,konu o değil de,o kadar yıldır benim anasayfam hep google'dır.
biliyorum hep bunu merak etmiştiniz.
öyle işte.
bence google kadar sade gözüken bir site yok,bir de o logosu özel günlere göre değişiyor ya,çok güzel oluyor hepsi.
bugün de google logosunun değiştiğini görünce,gugılda bir arıyım dedim,bu logolarının hepsini görebileceğim bir site var mı diye,buldum da,
işte bu;http://www.google-logos.com/

13 Ağustos 2009 Perşembe

başladı.

artık eskisi gibi bir şeyler yazasım gelmiyor buraya.
nedenini bilmiyorum,acaba yazacak bir şeyim mi yok diyorum ama hayır;sonuçta eskiden de newyorkta gittiğim partileri anlatmıyordum.saçma sapan şeylerden bahsediyordum.
sanırım çok fazla kişinin yazdıklarımı okuyor olduğunu bilmek böyle yaptı beni.
şöyle düşün,günlük falan tutarken insanların okuyacağını biliyorsan,öyle samimi olamazsın,mesela şuan bu yazdıkalrımı kim okur,selen okur mesela,naber selen?bugün görüşüyoruz onla da.nays.
sonra selin okur eve dönünce.bonja selam söyle selin.aluvyu.
neyse.
işte bugün de rüyamda ne gördüm biliyormusun.
frankfurttaydım.evet frankfurt.hayatımda görmediğim biryeri rüyamda görmem komik lan.
böyle arabanın içinden dolaşıyorduk, arabayı babam kullanıyordu.
bir cadde üzerinde 8 tane mekdanılds sayıyordum.sonra üstsüz kızlar sahilde geziyorlardı falan.
almanyada da zaten heryer sahil, heryerde üstsüz kız var evet.

Uyandığımda bir baktım burnumu tırnaklamışım,bildiğin kopmuş yarısı.tamam.
tırnak izine sinir olduğun kadar hiç bir yaraya sinir olmam ben bu arada.hani taşaklarıma tekme atın,böyle yüzümü gözümü kollarımı tırnaklamayın.kaç kişinin ağzına sıçmışımdır,sırf sevmenin(?) ayarını fazla kaçırıp kollarımı yara içinde bıraktıkları için.

baya bir konuşmuşum.kısmet.
zaman da çok hızlı geçiyor.kader.

bir akrabamıza temizliğe gelen bir kadınla kızı vardı.kadının adı kader,kızının ki kısmetti.yaratıcı bence.
bitti.

10 Ağustos 2009 Pazartesi


playstation ın üretimine kadar dünyanın en harika şeyi olduğunu iddaa ederdik.
atarinin bir üst modeli.

7 Ağustos 2009 Cuma

az önce yemek yerken neyi düşünüyordum biliyor musun,ananemle dedemi,
hayatlarında alkol almamışlar,sigaraları yok,fast food falan nerde onların zamanında.
ananemi düşündümde şimdi mekdanılsda gençtürksel şifresi almaya çalışırken.fena.neyse.
işte diyorum ya,asitli içecek içtiklerini bile hatırlamıyorum.
deli sağlıklılar yani.
deli sağlıklı olmak.
bence 500 yaşına kadar yaşamalılar.niye sınır beşyüz bilmiyorum.

go go pavır rencırs


ben 1995-96 yılları arasında power rangers cine5 kanalına alınmadan önceki dönemde deli gibi power rangers izlerdim.
okumayı bilmediğim halde aylık olarak yayınlanan power rangers dergilerini alır,bütün oyuncaklarını alabilmek için toysrus'ta ağlardım.
power rangers atari oyununu bitirmek için aylarca uğraşmıştım.
power rangers çıkartma kitabındaki bütün boşlukları tamamlayabilmek için yazlıkta 3 km yol yürürdüm benzin istasyonuna kadar mesela.
yes salaktım baya.
bir de 50binliraya satılan karton power rangers maskelerinden alıp sokakta pavırrencırscılık adlı bir oyun oynardık.
mavi olurdum genelde.billie ydi ismi sanırım.
semih'in sırf yeşil ranger tommy nin yeşil saati var diye anneme lacoste dan saat aldırdığını hatırlıyorum.
kimse sarı ve siyah olmaz istemiyordu,çünkü o yaşta bile onların diziyi evrenselleştirmek adına eklenmiş iki ezik karakter olduğunu biliyorduk.

niye bir anda nostalji yaptım,çünkü geçen bir oyuncakçıda power rangers figürleri gördüğümü sandım ve koştum,tamam kanım doğru,power rangers isimleri,ama bir yamulmuşlar,değişmişler,çirkin olmuşlar.
sonra öğredim ki yeniden farklı karakterlerle yayınlanmaya başlamışlar jetix tarzı bir kanalda.buldum izledim.
baya sikindirik.
bu kadar,

bu da mighty power rangers giriş müziği
bu da intro
bu da başka intro
ps:resimdeki sarı rencırın sağ bacağına bir haller olmuş ama hadi bakalım.

noooood

eskişehir'de yumyum noodle diye bir yer vardı.
dünyanın en ucuz ve en lezzetli noodle ını yapan yer.
çok da şirin biryerdi.
az önce biryerde fotorafını gördüm orasının aklıma geldi.
ilk oraya gidiyorduk eskişehire gittik mi.
ankarada yerini noodle box la doldurmaya çalıştım ama olmadı yumyum noodle.istanbulda çin büfeyi denedim,ı ıh.
seni unutmayacağım.
bukadar.


edit 08.08.09 :kapanmış orası,son zamanlarda iğrenç noodle yapıyormuş,çinlileri atmışlar yerine türkler yapıyormuş,içinde soya sosundan eser yokmuş,böyle de şarkı sözü gibi oldu,üzüldüm.yani kapanmasına.

gerizekalı uğraşlarım olduğu su götürmez bir gerçek.


bu arada,
şu sıralar baya yeni oyuncağım oldu mutluyum,selinin katkılarıyla pez koleksyonuma eklenen buzz ve donald duck,plushie kurbağa bir tane ikea rulz.
bugün de selinle outletteyken şey aldım,şimdi o şeyin adını bilmiyorum,nasıl açıklayacağımı ise hiç bilmiyorum.
böyle ben çocukken vardı,yay gibi bişi plastikten,böyle elden ele atıyosun değişik bir şey,küçükken semih beni onunla boğdu diye annem atmıştı onları.
bulunca nostalji yapıp aldım.
o değilde adı ne onun acaba çok merak ettim.

2 dakika sonra gelen edit:isim hatırlatıldı,slinky,küçük bir resmi eklendi.tamam.




2 dakika sonra gelen edit:isim hatırlatıldı,slinky,küçük bir resmi eklendi.tamam.

6 Ağustos 2009 Perşembe

from the m to the h



sıkıldığım bir ara ismimin harflerinden yola çıkıp birşeyler çizmiştim.
devamını deviantart galerimde görebilir bakmak isteyen.
beni tanıyan herkesin,ailemin,arkadaşlarımın,kız arkadaşımın,hatta sadece tanışmışlığım olan,arkadaşım dahi olmayan insanların,son zamanlarda, beni gördüğünde "kilo mu aldın sen" diye konuya girişleri içimde derin yara.
hayır ben uzuuunca bir süredir hep aynı kilodayım değişen hiçbirşey yok anlasalar.
nasıl kompleks bir yazı olmuş belli değil.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

yazmayalı baya zaman olmuş buraya.
herşeyin suçlusu tividır.

ben bugün istanbuldan döndüm.10gün mü ne olmuş.
gerçi ondan önce de tekirdağdaydım.
20 diyelim.
izmitin havası iğrenç.
ve selinle,bonju özledim.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

ebay'de looney tunes tasoları satılıyor.tüm set.3d motion tasolara kadar.
dünyanın sonu.

17 Temmuz 2009 Cuma

kleimlerin hrfalreeinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı mğreese ömneli dğeliimş.
Öenmli oaln brinci ve snonucnu hrfain yreinde omlsaımyış.

Mselea ben bu yzaıyı okyuablidğime gröe bu dğoru bir vrasyaım.

şu fotorafın anısı çok büyük be.

-melih pepperonni!!!!
-ben seni doyuramam!

10 Temmuz 2009 Cuma

tividır dat kom

az önce tividır a üye oldum.
çünkü sıkıldım.
ama sevmedim.
tividıra üvey evlat muamelesi yapmak istiyorum.

http://twitter.com/melihcebi
bir haftadır karamürsel adlı bir kasabadaydım.
amele yanıklarım seksi.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

okad ar

ben bu haftasonu ataşehirdeydim.
selinleydim.
beraber 3 gün geçirdik.
annesi ani bir kararla eve dönmeseydi bir 3 gün daha ordaydım kader.
yapamadığımız şeyler içimde kaldı ama.
mesela her gece sabah karşıdaki kortta tenis oynamalıyız dememize rağmen hiç gidip oynamadık.
selin her gece sabah pancake kokusuyla uyanıcaksın demesine rağmen ben hep ondan önce uyandım ve kfc yedik mesela.
sonra duygunun getirdiği leon'u izleyemedik.
fimo sanatımızı konuşturamadık.
aslında böyle söyleyince azmış lan.
sonuçta;
bana spagetti yaptı,çedarlı tost efsaneydi.
birlikte e entertainment açıp dr 91210 izledik mesela.
bütün müzik kanallarında maykılı gördükten sonra,ölüsünü sikme hayalleri kurduk.
birlikte mutfak alışverişi yaptık,saykedelik ibne kasiyerin karşısında kilitlendik.
ahahah.
cinsellik danışmanımız duygu bize cosmopolitan testleri uyguladı.
eve sipariş getiren adamları baya bir korkuttuk.
sonra gece elektrikler kesilince,sindy,brenda ve kevin olarak korku filmi vidyoları çektik.
sonra korkudan izleyemedik vidyoları o ayrı.
sabaha karşı dörtte dijitürkte para verip barselona barselonayı izledik.birsikim anlamadık.bu kadar geldi şimdi aklıma.






baya alışmışım birlikte yaşamaya 3 günde.
selini özledim.bonj'u da.

30 Haziran 2009 Salı

piniyağda

belki de ihtiyacım olan şöyle kocaman bir pinata'dır.
vur allah

29 Haziran 2009 Pazartesi

sakine.

eski mickey mouse çizgi filmleri buldum lan.
1930lardan.
nöays.
söğ nöays.

28 Haziran 2009 Pazar

tamam



beagle,dalmaçyalı,golden retriever.3ünden birini istiyorum ulan.bakıcak yerim yok ama.
böyle bu 3 köpeğe sahip yakın arkadaşlar arıyorum.ama köpeklerinin beni çok seveceği garanti olmalı.



saçma sapan konuşuyorum işte.



edit 4temmuzikibindokuz:
bonj'un bir kedi olduğunu biliyorum ama.onunla sonsuza kadar yaşayabileceğime karar verdim.
sabah kendini sevdirterek uyandırıyor.miyavlayıp mama istiyor falan.prayslıs.
sikerim köpeğini.

25 Haziran 2009 Perşembe

space invaders don't care what you think.

24 Haziran 2009 Çarşamba

sedaablakankamolur

pepsi'den çıkan 10 kontörü almak için 5757'ye yolladığım mesajdan sonra,seda sayan sapığım oldu.
önce bana mesaj attı ben seda,aradım açmadın diye.
sonra da hekledi beni.
biri beni aradımı seda sayan şarkı söylüyormuş.
insanlara alo dedimmi anın şokuyla 5 dakka konuşamıyorlar.

yeşilecankurban


gelecek planlarım arasında oğlumu american apparel'dan giydirmek de var.
en azından 4-5 yaşlarında.
ne sandın oğlum.

23 Haziran 2009 Salı

pikipoli


şu ana kadar yediğim en iyi fıstık ezmesi budur.

edit:tamam yalan söyledim.ço kaz daha tatlı olabilirmiş.

edit 08.08.09 :
baya bir yalan söylemişim.bildiğin çok çirkin tadı,yeni favorim peter pan tamam.

22 Haziran 2009 Pazartesi

push up

1 aydır doğru dürüst sigara bile içmiyor oluşumdan ötürü gaza gelerek gecenin bu saatinde spor yapmaya kalktım.
sonuç içler acısı lan.
30 mekik 20 şınav sonrası çocuk doğurmuş gibi hissediyorum.

18 Haziran 2009 Perşembe

daddy

3 buçuk yaşındaki kuzenimle yalnız kaldığım zamanlarda çok içten sohbetler ediyoruz.
daha doğrusu ben konuşuyorum o dinliyor.
genelde dolaptaki ve yatağımın altındaki canavarlardan bahsediyorum.
daha sonra google dan zombie resimleri bulup ona tek tek gösteriyorum,sınıf arkadaşlarım olduğunu söylüyorum,hatta birisinin sevgilim olduğunu bile söyledim mesela.
sonra sudan korktuğu için gemiye bineceğimizi sonra o geminin batacağını öleceğimizi falan anlatıyorum.
ölü bedenlerimizi de köpek balıkları yiycek mesela.
sonra onu terasa çıakrıp geçen helikopterlerin ufolar olduğunu,uzaylıların bizim için geldiğini söylüyorum.
bazen canına tak ediyor çığlıklar atıp kaçıyor.





mükemmel bir baba olacağım doğrudur.

17 Haziran 2009 Çarşamba

creepy crawler

antredeki duvar saatinden gelen sesler baya korkutucu.
bkz:E.T.,olmadı badi.
özellikle bu saatlerde,herkes uyumuşken,bana özel çalışıyor.

16 Haziran 2009 Salı

çatır

bak mesela yine aynı şey oldu.
bütün sinir sitresimi,bütün yıl yemeyip biryerlerde topladığım parayı tek günde harcayarak geçirdim.
yeni cep telefonu,birkaç giysi ve sivilce yok etme ilacına tüm servetimi yatırdım.
haftasonu olan festival için biletix e de uğrarsam,o gün itibariyle officially broke olmamı kutlayabilirim.
en azından kısa süreli bir mutluluk yarattım kendime,iyi hissediyorum.
nereye kadar bakalım.

bir de;
"I have already been to heaven and after 5 minutes I was like lets go."
kelly betch

15 Haziran 2009 Pazartesi

uyurken baya apaçiymişim



ol böyt mey

First surgery : nose
First piercing : labret
First sport you joined : swimming club
First pet : a dog
First crush : a girl from kindergarden

Your ex and You: were different people from each other.
I am listening to: the sound of elevator
Maybe I should: do the same(maybe I should do the same)hahahahhahahahahah
My best friend(s): is an imaginary one.
I have lost my respect for: religions
The meaning of my display name is: my name?probably?
I will always be: a dummass kid
Love seems to: be something like this.
I wish: I were a fish

Have Any Pets: used to have many but not now
Have Any Children: none,but ı want one it would be fun
Smoke: yes
Drink: yes
Exercise: nope(great i feel like shet now)
Spend Your Life On Facebook: it sounds like a nightmare
Play On A Sports Team: nope
Like To Cook: if it is something delicious,yep
Sing: only when im alone
Dance: only when im drunk
Speak Multiple Languages: english and a little german
Ice Skate: is something i miss
Swim: is something I am craving for.
Paint: is my passion
Write: is something fun to do
Juggle: no idea

What were you doing at midnight last night: playing sims 3 and eating
Name something you CANNOT wait for: the future
Have you ever talked to a person named Tom: nope
What are you listening to right now: outside voices
What is one thing you wish you could change about your life: its hard to choose one.
Last time you saw your father : about 6 months ago
Most visited webpage: my blog

Hair Color: black,kinda brownish

Eye Color: brown

Height: 1.70

Profession: languages,probably?

Relationship Status: taken betches.

Religious Views: something including a god.


Favorite Color: kelly green,or irish green.

Favorite Car: mini cooper and land rover

Favorite Movie: the little mermaid

Favorite Hobby: drawing,taking pictures maybeh

Favorite Song/Singer: right now it is "fuck you" by lily allen

Favorite Book/Author: stephen king probably

Favorite School Subject: speaking

Favorite Food: peanut butter

Favorite Restaurant: arby's

Favorite Animal: dogs

Favorite Store: zara

Favorite Celebrity : none

Favorite Childhood Memory: the ones between the ages of 6-8

Stolen Anything: many things lol

Been Drunk Before Noon: a couple of times

Had Sex In A Public Place: almost

Been Arrested: thank god no.

Cheated On A Test: thousands of times

Cheated In A Relationship: never

Failed A Class: never

Eaten Food Off The Floor: yep

Stuck Gum Under A Desk: yep

Wished You Were Someone Else: nope

Describe Yourself In One Word: kid

Biggest Fear: being like my dad

Biggest Mistake: choosing the wrong highschool

#1 Priority In Your Life: me

Dream Job: illustrator

Special Talents: drawing maybe

Where are you right now: on my bed

Where Would You Rather Be: on her bed

Place To Visit Before You Die: tokio

Song Played At Your Funeral: barbie girl