29 Haziran 2008 Pazar

cumartesi

cumartesi pazarının içinden geçerken madonna-hollywood çalıyordu ipodumda.
çok uyumluydu.meyveler sebzeler havada.
"I lost my memory in hollywood"
and I lost my conciousness in cumartesi pazarı.
ahahah

27 Haziran 2008 Cuma

uyku üzerine

uykuyuseverim.
günün en az 10 saatini uykuyla geçiririm.
bıraksalar 24 saatini de geçiririm.
yağmurlu havalarda uyumayı severim.
soğukta yorgan altında kıvrılmayı severim.
okula gittiğim zamanlarda uyuyacağım 20 fazladan dakikaya kadar hesaplarım.
sabah erken uyanmak için saat kurarım fakat hiçbir zaman ihtiyaç duymam,alarma saniyeler kala uyanır ve dehşetle alarmı kaparım,çünkü sesinden nefret ederim.
sevdiğim insanlarla uyumayı severim,sevdiklerim tarafından uyandırılmayı severim,çoğu zaman*
sıcak yatağı severim.
soğuk yatağı severim.
yatakta kitap okurum.
yatakta müzik dinlerim.
yatakta televizyon seyrederim.
yatakta yemek yiyemem,tabansız bir batıl inanç.
yastıksız uyumam söz konusu bile değildir.
ağzım açık uyurum.
horlamadığımı umuyorum.
uyuyamadığımda yatağın başında uyku perilerinin olduğunu varsayar ve elimi çırptığımda gözlerime uyku tozu serptiklerini hayal ederim.
sonra uyurum.çocukluktan kalma alışkanlık.
koyun saymak hiçbir aman işe yaramaz,rekorlarım var.
saat 02:53 ve birazdan uyuyacağım
iyi geceler.


30 mayıs.08

26 Haziran 2008 Perşembe

insomnia

bazen de diyorum amaan olacağına varsın her şey.let it go. skjfksd.
the more you keep making plans the more you keep getting disappointed.
nasıl da uydurdum.


dünyanın en salak şarkı sözlerini can tanrıyar yazıyor bu arada.

ben durak degilim gelip geçtigin
her gece kapıma park edemezsin
korkaklığın adı ne zaman gurur oldu
sen bu huylarını canım terk edemezsin
gitmek için çok geç kaldın
büyük olur yalan aşkın derdi
benim yerimde inan kim olsa
seni çoktan terk edrdi
sen kralsan ben neyim :mafya:
aşkına kölemiyim
daha ne istiyosun kapında mı öleyim
gel benden özür dile
bak kırıldı yüregim
ya yeniden seveyim ya defterden sileyim

ahahahah

22 Haziran 2008 Pazar

yey!


eveeeeeeeet,bitti bitti bitti.
yds iz oğğvaaa!let dı pardi biginn!
sınav boyunca dışardan sünnet konvoylarının sesi geldi evet,
iki buçuk saat boyunca birisi sırasını gıcırdattı ve bir diğeri durmadan öksürdü evet,
çok da mükemmel geçmedi yahu evet!
çıktım sınavdan açtım lily allen dan london'ı:
sun is in the sky oh why oh why would I wanna be anywhere else?
kimmin umrunda!sorarım,tuvallerim beni bekler be heheyt.
ahmete rasladım çıkışta lunapark bileti ayarlasa bize de bi stres atsak khjdfsjhjdsff.
huzurluyum,sonuçların açıklanmasına 57 dakika kala da devam etmek istiyorum.
dışarıdan da davullu zurnalı sesler geliyor içimdek iseslere eşlik edercesine haha!

20 Haziran 2008 Cuma

geberesice

dışarıda sıcaklık 1 milyon santigrat derece.
içeriyi siz tahmin edin.
siz tahmin edin,ben de tüm vücudumda hissedeyim.
adil değil.

17 Haziran 2008 Salı

melih'in seyir defteri

*yine söylüyorum.
akşam yemeğim ays tiğ ve konserve ton balığı.
sana bir şey demiyorum anne.
gez sen.

*yds ye 4-5 gün kala,hayatım düzenli,zorunlu olarak erken kalkıyorum,en azından kalkmayı deniyorum,dersanenin kapanmasına 1 hafta kala çalışmaya başlayan klimaların tadını çıkarıyoruz dersanecek,survivor ortamında gibiyiz onun haricinde kantin bile kapandı.

*başarılı gözüküyorum,her şey yolunda,özgüvenim sağlam,iyi hissediyorum.


*tabldot restoran'alrında yemek yiyorum 2 gündür,dışarıda acıktınmı,insanın tek seçeneğinin fast food olmaması hissi güzel.ve de hesaplı yös yös!para kıymetlidir,kim demişse gözü kör olsun diye,yalan söylemiş kendi de biliyor.

*bugünlerde gözümü ne zaman kapasam,aklıma sponge bob'ın yaşadığı bikini town geliyor.gary patrick ve squidward'ün evleri başta olmak üzere.

*yaz'ın benim içinde gelmeye başladığını hissediyorum nihayet!planlar,planlar yapmak lazım diyor kafamda birileri,bazıları gerçekleşecek bazıları yine askıya alınacak.

*böyle.

15 Haziran 2008 Pazar

vöö

evet sayıyorum.
şu an sınava tamm 82 dakika var evet.
çantam hazır,(silgiye kadar evet!silgileri hiç umursamazdım oysa)
kahvaltıda 76536y5398 dilime ayrılmış bir muz ve elma suyu içtim,midem alışık olmadığım bu kahvaltıya karşı reaksyonlar gösteriyor sanırım.böyle mi denirdi.
birazdan aşağıda gizemle buluşup gidicez.
o da gelmek istedi,neden bilmiyorum,ama mutlu oldum.
motivasyon tam gaz,
hayde bre öğseğse çebi geliyor.ahah.

bu arada annem benden daha heyecanlı!

12 Haziran 2008 Perşembe

etenşın,piliğz


öss,namı diğer öğrenci seçme sınavına 2 gün kaldı ve bugün dersanemizin kısmen(!) son günüydü,
o yüzden çıkışta eve gitmemek için her zamankinden fazla çaba gösterdik.
bugün kendime üç buçuk milyona üzerinde kediler olan lacivert bir saat aldım.
öss günü beni zorda bırakmayacağını düşünüyorum kedilerin eheh.
bir de peluş bir domuzcuktan kukla aldım toysrus tan ahah,adını da selen koydu.crystal.
ve bu resmini koyduğum filme gittik.ismi superhero movie.
sonu movieyle biten her filmi izledim sanırım,çünkü kendimi yerden yere vurup güldüğüm bi film serisi.scary movie 1,2,3,4,date movie,epic movie den sonra bunun da afişini görünce daldık.
möhim sınavdan önce son gülüşümüz güzel olsun dedik.
bu kadar.

p.s:-başroldeki kız alexis bledel e benzemiyormu?
-evet sarışını.
-di mi?

11 Haziran 2008 Çarşamba

ımerikın drama

Boyu devrilesice amerikan film şirketleri.
yine sinirim bozuldu
her felaket new york sakinlerinin başına gelmek zorundamı ulan!
dinazoru new york sokaklarını bulur eski mahallesiymiş gibi.
uzaylıların son teknoloji pusulalarının yön çubuğu hep new york u gösterir.
nedeni bilinmeyen amansız salgın hastalıklar ne şaşırtıcıdır ki hep amerika kıtası sınırları içinde türer.

kar,kış,sel,kasırga,çığ new yorkun gündelik olaylarıdır.
zombisi,vampiri,hortlağı fortlağından söz açmak bile istemiyorum
büyük bir "hade leeyn" çekmek istiyorum hepinize.
kaba etiniz rahat,yalandan sorun yaratıyosunuz kendinize.
gerçi adamlar kendi ülkelerinin eyaletlerinin reklamını yapacak tabi,
koskoca universal studios'un konyaya set kuracak hali yok.
ahah
olsun yine sinirim bozuldu benim .
yine bitmez.

4 Haziran 2008 Çarşamba

eski mahalle

Bugün çocukluğumun 5 ve 8 yaş arasını kapsayan dönemini geçirdiğim mahalleye gittim.
uzuun zamandır gitmek,4 sene çok mutlu olarak yaşadığım mahalleyi,ana sınıfı,ilkokul 1 ve 2. sınıfı geçirdiğim okulu görmek istiyordum.
Bugüne denk geldi,mezuniyet provaları için okula gitmiştim.dönüşte de gittim işte herneyse.
böyle mutlulukla üzüntü arası birşeyler hissettim,isim bulamıyorum verecek.
sanki hiçbir şey değişmemişti,apartmanın bahçesindeki bitkilerin yapraklarına kadar hatırlıyordum her şeyi.
gözlerim alt katımızdaki şişman teyzeyi aradı.Ona öyle derdik.baktım belki hala ordadır da çıkar yine avazı çıktığı kadar bağırır,bırakın o çiçekleri allahın belaları diye cıyaklar diye.
okulun bahçesinde yarı heves yarı umutsuzlukla göz gezdirdim.belki o zamanlarki küçük arkadaşlarım hiç büyümemiş ve hala orada oynuyorladır diye ahah.
10 bin liraya sabah akşam dövmeli sakız aldığım markete baktım.rafların içindekiler bile bıraktığım yerdeydi sanki ya.
ilginçti.
O zamanlar hayatımı içine alan,tek başına dışına çıkarsam kaçırılıp organlarımın çalınacağını sandığım büyük,ama aslında küçücük mahalle hiç değişmemiş gibiydi.
şimdiki büyüme olgusu bile beni bu kadar korkuturken,yaşlanma olgusuna alışmak daha da korkunç olacak.