15 Eylül 2010 Çarşamba

merhaba diyelim. dur bakalım ne kadar zaman olmuş buraya en son uğrayalı,hemen bakıyorum, 1 ay olmuş, çok olmamış.
buraya geldiğime göre aklımda birşeyler var ama bulamıyorum.neyse klasik yöntemimle devam edeyim o zaman, bu yöntemin adı;"aklına ne gelirse yaz koçum, çekinme."
koçum kelimesini de hayatımda ilk kullanışım sanırım. güzel oldu.tamam,lets begin.

harika rüyalar görüyorum. öyle böyle değil. hayatımın hiçbir döneminde bu kadar entrikalı,çılgın rüyalar görmedim.burada anlatılmaz tabi ama şöyle spoiler vereyim, nerde benim "viski kolam" diye barmen azarladığım bir sahne var ki of. viski kola hani,dünya üzerinde yok.

anneannemlerin 70ler üretimi ,ölüm makinesi bir asansöre sahip külüstür apartmanında bile otomatik lamba dönemine geçilmişse, gerçekten bir çağın bitişinin eşiğindeyiz demektir. hani bu çılgınlık ne zaman başladı, ne zaman bu kadar yaygınlaştı bilmiyorum ama, ben memnundum 30 saniyede sönen apartman lambalarından, zifiri karanlıkta o klik diye ses çıkaran düğmeyi bulmak adına duvarları taciz etmekten, ya da ışığı yaktığın anda,bir yarışın startını vermişçesine merdiven yarışı yapmaktan. şimdi ağız tadıyla apartmanda karanlıkta bile kalınmıyor lan. hayır yaşlanmadım,o telaş anını özledim sadece. fırt fırt fırt her boka hassasiyeti var bu yeni lambaların burnunu karıştırsan lamba yanıyor.FLAŞ! SPOTTED! hayır burnumu karıştırdığımdan değil, benim iğrenç huyum tırnak yemektir.

giyim adına yaptığım bütün yatırımlar kısa kollu tshirt üzerine olmasaydı, kışın çıplak gezip yataklara düşmek zorunda kalmazdım bence. bunun bilincindeyim ama olmuyor. yeni bir pantolona mı ihtiyacım var, yerine 3 tane tişört alıyorum. kazak mı almam lazım,gömlek mi, boşver iki tişört al unutursun. bütün çoraplarım eskimiş mi,BOŞVER TİŞÖRTLERİNİ GEÇİRİRSİN AYAĞINA. durumun ciddiyetini kış geldiğinde anlıyorum, üzerimde mikili tişörtümle dımdızlak hissettiğim zaman,ağustos böceği misali.

yaklaşık 3 dakikadır yanıp sönen siyah çubuğa bakıyorsam, bu yazının da devamı gelmeyecek demektir. bitti diyelim o zaman.