23 Temmuz 2010 Cuma

biraz update zamanı

her gece uyanıp kafaya diktiğim buzdolabındaki soğuk su şişesinin aynı işlemi tüm ailem tarafından gördüğü bir kaç dakika önce kanıtlandı. az önce uyanan babamın önce ayak seslerini, sonra buzdolabı kapağının açılma sesini, ve daha sonra o en acı veren ses,su içme sesini duyduktan sonra arkama döndüm ve o acı gerçekle yüzleştim. aynı şişeden tüm ailem kafaya su dikiyor. bu şey gibi bir his. 1 yıldır kullandığın diş fırçasını tüm ailenin kullandığını öğrenmek gibi. hayat acımasız.




bazı kelimeler var, onlar hangi dilde olursa olsun o türkçeleştirilmiş haliyle okunmak zorunda. öyle.. bunu yüksek eğitimini ingilizce üzerine alan biri olarak söylüyorum hem de. "converse" bir marka olarak hiçbir yerde "kınvöğs" diye okunamaz mesela. olmuyor. türkçe bir cümlenin içinde olmuyor işte.veya şu film; avatar. şöyle bir cümlenin içinde ; "- abi eağvıtağr ın tek olayı 3d." ı ıh, yine olmadı. avatar o işte.




hep soruyorlar, bu çizdiğin resimleri kafanda planlayıp mı çiziyorsun, yoksa başladıkça mı gelişiyor spontane diye, bugün bunun kanıtı olan iki resim çizdim. şimdi onları yükleyeceğim buraya,ilk 1.sini çizdim, aradan iki üç saat sonra 2.ye dönüştü çizim.






bir de gitmeden bir şey daha eklemek istiyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. şöyle diyim; ciddi anlamda zaman dediğimiz kavram her derde deva. bunu zaten ilk defa benden duymuyorsunuz ama,öyle. aklınızın bir yerinde bulunsun.