4 Temmuz 2010 Pazar

kek yiyince aklıma geldi

Bence hepimiz o günü yaşadık.
şanslıysak bir yabancının evinde, ya da bir yakınımızda, şanssızsak kendi evimizde.

Okuldayken, öğlenci olmadığımıza küfür ettiğimiz tek gün, okulun çıkış zilinin çalmamasını istediğimiz tek gün,ayaklarımızın eve gitmek istemediği o gün.
evet o "gün" den bahsediyorum.
hani altın günü olanı vardır,dolar günü, havlu gününü de duydum ama yaşamadım hiç.

Yalnız değilsiniz, hepimiz gerçek nefretin ne demek olduğunu o zaman öğrendik. öz annenizin, odanıza küçük salak birçocukla, hatta belki bir kaç tanesiyle gelip, "hadi abinle/ablanla oyna" ya da " çok sıkılmış abisi/ablası, azıcık bilgisayar oynat" ve benzeri cümleleri kurduğu gibi odanızın kapısını kapatıp gittiği an nefret ettiniz siz de, biliyorum. tanımadığın çocuk alık alık yüzüne bakarken, çocuktan da nefret ettin. daha da kötüsü, eve biraz geç gelmişsen, odana girdiğinde karşılaştığın bir grup çocuğu gördüğünde, tüm insanlıktan, hayattan nefret ettin. hepimiz ettik.

Kendi evinde hapis hayatı yaşadığın o saatlerde, tuvalete bile kaçamak gittin. Çünkü biraz da büyümüşsen-büyümekten kastım öyle çok büyümek adam olmak değil, ergenliğe girmek yeterli- biliyordun ki annen seni odanın dışında yakaladığı ilk fırsatta, "gün camiasına" defile yaptırmak üzereo korkunç salona atacak, işte bu da benim ortanca/ küçük/büyük oğlum/kızım diyecek ve karşınızdaki kadınların gözü, içinde bir tatlı,bir tuzlu bir de salata olan tabaklarından size yönelecek, yorumlar başlayacak, kaçamayacaksın. Bu yorumlar,sorular içerisinde benim en garip bulduğum; "bilmemne öğretmeni tanıyor musun, benim oğlumun öğretmenidir o?" sorusudur. Hiçbir zaman bu soruya tatmin olabilecekleri bir cevap veremedim. Oysa istediğim "tabi ki tanıyorum, 7 yaşına kadar beni o büyüttü." ya da "8-10 yaşları arasında tutkulu bir ilişki yaşadık kendisiyle" gibi cevap vermekti.

Bu bahsettiğim cehennemden bir "gün" havasında geçen günün akşamı da bir o kadar iyidir ama. Akşamüstüne doğru pılını pırtını toplayıp giden misafirlerden sonra, ilk önce bir kere kendinize verdiğiniz oda hapsinin sona ermesinin verdiği mutlulukla evde akrobatik hareketlerle gezersiniz. Mutfakta annenizin normal zamanlarda mikseniz yapmayacağı yüz çeşit gün yemeği artık sizindir. başka hangi "gün" ün sabahına amerikan salatası ile başlar ki insan mesela?

İşte böyle, ne zaman kek, kısır yesem o korkunç günler aklıma geliyor. sizin de geliyorsa, kendinizi kötü hissetmeyin, acınızı paylaşıyoruz. bizim gibi insanlar için bir fon bile oluşturduk.
2244 e atacağınız boş bir mesajla "kadın günlerinde çocuklarını günübirlik yurtdışına yollama" vakfımıza siz de katkıda bulunabilirsiniz. benim yollayacağım mesajla ne olur demeyin. çok şey olur. biz yaşadık, çocuklarımız yaşamasın.

AKLJSDHLHSDLSA
bitti.