11 Şubat 2011 Cuma

Bu hafta aile temalı yazılarımla devam ediyorum. Şimdi ben hep böyle çok küçük yaşlardan beri, hep sanatla bir şekilde ilgili bir çocuktum. Hep öyle devam etti yani. sürekli bir yaratıcılık kullanma , birşeyler ortaya çıkarma konusunda dur durak bilmeyen bir insan olarak büyüdüm, abim de aynı şekilde. O zamandan bu zamana hep şeyden yakınmışımdır. Annem babam bir kere takdir etti mi beni acaba lan diye. Hiç ilgi göstermezler yani. Hep sinir olmuşumdur, böyle okulda, veya eve misafir geldiğinde, kısaca tanımayan herkesin ilgisini çekme yöntemim haline gelmişken, ailemin yeteneklerimle ilgisini çekememem. Tabi büyüdükçe o şey oturdu mu denir ne denir aştım böyle düşünceleri. Şimdi ailemin açısından bakıyorum da çok haklılar lan. Hani çocukları oldum olası hep öyle, durmadan birşey çiziyor yazıyor bir şeyler üretme halindeler. Bir yerden sonra hani ben anne bak ne yaptım dediğimde normal geliyor.

Çok komik şeyler oluyor bu ara evde ondan bunlar aklıma geldi. Tatilimin son günlerinde sıkıntı katsayımla, yaratıcılık katsayım doğru orantılı işliyor. Sarmadığım şey kalmadı. İşte geçen bu origami turna kuşlarından yapmayı çözdüm diye böyle kendi çapımda birşeyler yaptım.Annemin gördüğünde verdiği ilk tepki;OFF NASIL TOZU ALINCAK BUNUN demek oldu. veya birşeyler çizdiğimde bunları atıyım mı diye soruyor kadın. Bu akşam sıkıntıdan böyle orgda birşeyler çalmayı öğreniyim dedim. Beethoven ın Für elise i ne yaptım ettim çaldım işte öğrendim. Evde resmen resital veriyorum. Kimsenin umrumda değil, dizi izliyorlar. Azcık etkilenin lan dedim. Annem kalktı bale yaptı. Öyle bir kafa.