27 Ağustos 2008 Çarşamba

gökdelmeyen


balkon,
gece,yıldızsız bir gökyüzü.
bahçeyi sulayan fıskiyelerin ve içerideki televizyondan gelen anlamsız tartışma programının birbirine karışan sesleri.
suluboyalar,her zaman en iyisi<: bir kaç beyaz fotokopi kağıdı üzerine çizilmiş anlamsız resim,ve üzerlerinde suyla karışmış çok anlamlı renkler.
kafamda bugün izlediğim birkaç filmin aklımda kalan sahneleri. isimlerini hatırlayabilecek miyim?evet evet,forgetting sarah marshall,güzel bir intikam-ı aşk filmi. bu da ne demek be(!) bir ay sonra yine aynı gökyüzüne bakıyor olacağım,fakat başka bir şehirde,bilmediğim bir şehirde.düşünmesi bazen ürkütücü. belki o zaman daha çok yıldız olur gökyüzünde. bazen öylesine göz ucuyla bakıp hiç yıldız olmadığını sandığım havaya bir kez daha baktığımda sayısız yıldız görebiliyorum.baktıkça çoğalan yıldızlar.herneyse canım.
kafamda da değiştirmek zorunda olduğum hayallerim,hep bir şeylerin eksik olduğu,hiçbir şeyin istediğim gibi gitmediği düşüncesi.halbuki herşey olması gerektiği şekilde gerçekleşirken. fazla bencilim ve hiçbirşeyle yetinemsini bilmiyorum.herkesin dediği doğru.

elimde de bu pembeli,kırmızılı,başında parlak bir çilek olan,mervenin uçlu kalemi.adam sandlers'ın chuck and larry de dediği gibi:"oh chuck that is so gay!"hahaha fazla film izliyorum.

beni de film niyetine izleyen birileri var mıdır acaba?

23 ağustos 2008