15 Ekim 2008 Çarşamba

enadır dey enadır sıtori

aynı insanlarla hem geyik yapabilmek,hem de kültür alışverişinde bulunabilmek(vöh lafa bak,kültür alışverişi ahahah,öyleydi ama) mükemmel birşey.
akşam city de yine birileriyle takıldık,yeni birileriyle tanıştım.
bi ara işte çocukların bildiği bir yer varmış gizli,yeşil vadi diye,içecek bişeyler aldık başladık oraya gitmeye. bir yandan yağmur yağıyor,ve gittiğimiz yer allahın terkettiği bi orman,ayı,tilki ne ararsan bulabilirsin iddaa ediyorum.
bir tane ışık yok,klasik amerikan gençlik korku filmlerinde gibiydik.çılgın,sevişgen gençliğin ıssız alanda analarının bellendiği cinsten.hani ilk gözlüklüler ölür..
sonra zaten o ıssız alanda nerden çıktıysa bir bekçi fırladı tutanak tutturcam bu alana girmek yasak falan diye,aynı yoldan geri kaçtık.
çekirdeklerimiz,kola ve cipsimizle gerisin geri döndük oturduk bir yere.
eğlenip gülerken muhabbet,filmlerden,kitaplardan,siyasete kadar gitti.
türkiyenin diğer ülkeler arasındaki yeri hakkında bile nasıl hararetli bir konuşma oldu düşünün.
herkesin anlatacak ne kadar çok şeyi,ne kadar çok bilgi birikimi varmış.çok hoşuma gitti.
farklı farklı da insanlar.yurtdışı deneyimlerinden bahsetti,kıskanmadım değil.
üniversite böyle bişi olsa gerek,boş insanlar minimum seviyede.
tavlada 2 kişi yenip 2 kişiye yenildim.
ingiliz dili ve edebiyatından bir kızla tanıştım.adı filiz.
başka başka.
akşam yemeği güzeldi.
bı gadar.