29 Ekim 2008 Çarşamba

seyahat günlükleri bilmem kaç

bitmek bilmeyen bir otobüs yolculuğuydu.
dörtbuçuk saat boyunca teletabilerden fırlamış o küçük,aptal kız,yer yer neşe içinde çığlıklar attı,bazen anıra anıra ağladı,ama hayır,hiç susmadı.
otuzlu yaşlara yakın bir kadın yanıma gelip çizdiğim resime baktı,seni izliyordum saatlerdir dedi.korktum.
güzel sanatlarda okuyup okumadığımı sordu.yabancı dil okuduğumu öğrenince şaşırıp üzüldü.
sonra üniversitenin ismini duyunca vazgeçti,iyi yere kapak atmışsın,zeki olmalısın dedi.
ama yine de ait olduğun yer değil gibi gözüküyor dedi.
yine sinirlendim ama gülümseyerek sessiz kaldım.

metrodaki insanların yüzlerini incelemekten,ve metro kalkarken çıkan o melodik sesten çok zevk alıyorum.

ha bir de;şu alaturka tuvaletlere çömelme halinde oturup dinlendiğini sanan insanlara anlam veremiyorum.
ayakta durmaktan bile daha işkence veren birşey.bir de o pozisyonda sigara içme çabaları var o insanların,
tebrik etmemek elde değil.
bitti.