16 Aralık 2008 Salı

bu da bal arısı melih

dün gibi aklımda.
hasta olduğum için okula gidemediğim günlerden birinde,öğretmenimiz,aylarca beklediğimiz bu gösteri için kostüm dağıtımını yapmıştı.ben sınıfta yokken.oysa kuracağım cümleleri bile hazırlamıştım lan.tavşan olmaya ne kadar uygun olduğumu anlatacaktım.deneyimlerimden bahsedecektim belki ahah.
ve o akşam acı haberi vermeye anaokulundan beri seviyeli bir ilişki yaşadığım bahar gelmişti.
ağzından tavşan kelimelerinin dökülmesini beklerken,melih öğretmen seni arı seçti dedi.
dahası da var,yetmezmiş gibi,baharla güneşi tavşan yapmıştı.
tavşanlar ben ve bahar olmalıydık.
bununla da bitmedi.
her yaratığın nuhun gemisi edalarında bir eşi varken,arı yalnız takılandı.
yani benden başka,acımı paylaşabileceğim arı kostüml bir çocuk daha olmayacaktı.
üstelik sarı külotlu çorap giyecektim.annem benim için sarı külotlu çorap ararken ben dükkanlara girmeyip kapılarında beklemiştim .anne benim için alcağını söyleme diyordum bir de hep ahah.
6 yaşındaydım ve hayatımın en utanç verici günlerinden birini yaşamıştım.
külotlu çoraplarla,ayakkabısız,boyumdan büyük kanatlarla,tüm okulun önünde koşturarak şarkı söylemiştim.

ama en azından arkada vasıfsız olarak dikilen karton çam ağaçlarından biri değildim evet.


edit:(27 aralık 08)

yerli malı haftasında ayva olan arkadaşlarım da varmış.halime şükretmeyi öğrenmeliyim.